Ezel dizi Filminde RAMİZ DAYI’ yı canlandıran Tuncel KURTİZ’ den İNCİLER…
(Kaderimiz Neden Avucumuzun İçinde Yazılıdır Bilir misin ?.. )
Hesap görmek, Hesap etmekten zordur yeğen.
Değişmek zordur yeğen ama bazen, aynı adam olmak daha zordur.
Hayat öyle yüklenir ki üstüne, durduğun yerde çatır çatır çatırdarsın. Bazen öyle acır ki için, değiştin sanırsın şimdi dersin, şimdi her şeyi yapabilirim…
Bazen hayat seni öyle zorlar ki yeğen yolun başında kimdin, unutursun…
Zorunu benden duy yeğen, herkese yalan söylemen yetmez artık.
Bundan böyle bir başına kalsan da, artık kendin olamazsın…
Hayatın kuralı bu yeğen, ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda.
Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin başını yeğen…
Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı,
Nereye gidersen git yeğen şunu unutma, herkes gün olur gittiği yerde ölür.
Bazen öyle acır ki için, o acıyla değiştin sanırsın şimdi dersin şimdi her şey yapabilirim artık.
Zorunu benden duy yeğen, herkese yalan söylemek yetmez artık
Bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın…
Bazen aşk öyle güçlüdür ki, uçurumdan atlar yola devam edersin.
Duyuyor musun yeğen, suyun sesini duyuyor musun? Yapamam diyordun gücün yetmez sanıyordun. Anlarlar, yaptırmazlar bir daha yenerler diye korkuyordun.
İmkansız diyordun ama suyun sesini duyuyor musun yeğen,
Deniz sonunda yarıldı bize sadece içinden yürümek kaldı.
Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer, en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal, en son yol ona ihanet etmektir.
Geçmişe sorular soran kendi sesinin yankısını gerçek sanır. Hani aynada aksini görür, gerçek
sanır; vurur yumruğu ayna kırılır elin kanar yeğen.
Geçmişe dönmek başka, geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı zamanın içinden, suyun yolu
değişmez. Unutma, bin kere dönsen o güne, bin kere ihanet edecekler sana.
HERKES DOĞASININ GEREĞİNİ YAPAR.
Bin kere ihanet etseler sana, çaresi yok bin kere gidersin yanlarına.
Ölüm gibidir sadakat, bir kere geçtin mi çizgiyi, geri dönüş yoktur…
Ben her şeyi olan ve kaybedeceği hiçbir şey olmayan insanım.
Sadakat sevdiğinin kalbini avucunda tutmaktır ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır.
Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.
"Kaderimiz niye avucumuzun içinde yazılıdır bilir misin, gerektiğinde gizleyebilelim diye.
Niye bilir misin ?.. Çünkü güç gizden gelir. Gerçek niyetini kimse bilmeyecek. Kaderin sırrındır; kaderini kimseyle paylaşmayacaksın."
İnanıyorum söylediğini candan söylediğine, ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.
Hafızanın kulu olmaz kararımız, çabuk doğduğu için büyümeden ölür, nasıl ki ham meyve dalında durur da, oldu mu kendiliğinden düşüverir yere.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak, en çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak.
Tutku bitti mi, istem de biter gider, ateşli sevinçler de kederler de, yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte…
Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir, bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir.
Madem bu dünya bile yok olacak bir gün, sevginin bitmesine insan neden üzülsün?
Aşk mı kaderi kovalar, kader mi aşkı? Daha kimseler çözmedi bu bilmeceyi…
Düşen büyük adamı en sevdiği unutur, yükselen züğürde düşmanları dost olur.
Sevgi talihin peşindedir diyecek insan, bunca dost görünce büyüklere kul kurban. Başı darda olan dayanak aramaya görsün, sözde dost düşman kesilir bütün…
Ama ilk düşünceme döneyim; yine isteklerimiz öyle çatışır ki, kaderimizle bütün kurduklarımız yıkılır gider, düşünceler bizim, olaylar bizim değildir sanki…
Üzülme, bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur…
Sen yine bir daha evlenmeyeceğine inan, inancın değişir kocan öldüğü zaman.
Millet aşkı bir şey sanıyor, aşk şeytanın oyunudur yeğen...
Kaderimiz olan aşka değil de, aşkıyla kaderimizi değiştirene içelim.
Hadi sevdiniz de birini, çıkarsız diyelim. Gelmedi diyelim, olmadı diyelim biz ona. Nasıl yakar yüreğini insanın, nasıl koşar duvarlara dostu gibi. Nasıl kendi içerisindeki yalnızlıkta kalabalığa kavuşur insan…
Sevilmeyi hak etmediğini düşünen herkes yalnızdır. Sevmekten korkanın kaderi ise yalnız kalmak değil, nefret ettikleriyle başbaşa kalmaktır sonunda...
Yalnızlık tek başına olmak değildir. Yalnızlık, pusuda bekleyen canavarla tek başına olmaktır…
Vazgeçmeye başlar bir bir, vazgeçilmeze ulaşmak için.
Gelse güzel olurdu ama gelmedi. Ondan önce gelmediği için gelmediğine üzülmek yanlış olur, gelse güzel olurdu değil mi ?..
Olmamış olana üzülürüz değil mi? Düşündük mü hiç bu şekilde acaba, gelse güzel olurdu. Gelmemiş neye yarar…
Vazgeçmeye devam, vazgeçilmez için vazgeçmeye devam.
Hiçlik yolunda vazgeçmeye devam, vazgeçin ki bir hiç olun…
Hiç oldun mu, ne ben diyebilirsin ne aşkı yaşadığına sen diyebilirsin, senlik benlik kalkar, ateşi aşkınla yanar durursun. Yan ama vazgeçme yeter ki, bu yoldan dönme sakın geri…
Unutma,
Allah hüzünlü kalpleri sever. Çünkü hüzün kırar zincirlerini nefsin,
Hüzün bir adım daha yaklaştırır o güzel sona seni, vazgeçmeyin…
Sadakat ya birine koşmaktır, ya da birinden kaçmaktır,
Sadakat, erdem değildir esasında sevgiden kör olmaktır.
Hep kaçtığın şeye, eninde sonunda yakalanmaktır, sadakat…
Yemin etmeden bir daha düşün.
Çünkü,
"Sadakatla başlayan her şey ihanetle biter"
“Yanlış hayat doğru yaşanmaz”
“Nokta koyduysan bir kere, çevirmeyeceksin onu virgüle...”
KAÇINILMAZDAN KAÇAMAZSIN YEĞEN…
Kaynak: Hoş sohbet ve bilgilendirme amaçlı olup, netten ve görsel medyadan derleme alıntıdır...
Yorum yap