Tweet
Dizin üstü mü, yoksa masanın üstü mü?
Paranız ya da kredi kartınız cebinizde, ilgili mercilerden gerekli izinleri aldınız ve bir bilgisayar alacaksınız. Dizüstü deseniz güzel duruyorlar ama konfigürasyon olarak ihtiyacınıza cevap verir mi,verse hangi markayı almak lazım, markaya karar verseniz hangi işlemciyi seçeceksiniz. Bir yandan diğer tarafta albenili, düz ekranli masaüstü bilgisayarlar da daha da ucuza duruyor.
Bu soruya cevap ararken ilk düşünülmesi gereken, alınacak bilgisayarın sizinle beraber ne kadar seyahat edeceği. Bunun yanında çalıştığınız şirketin size dizüstü verip vermediği. Zira alacağınız bilgisayar senede dört beş kereden az sizinle ev dışına çıkmayacaksa iyice düşünmeniz gekekir. Diyorsanız ki ben pazarları alırım bilgisayarımı, boğaz kıyısına gider şiir yazarım ya da evin içinde değişik yerlerde internete bağlanmam lazım, o zaman dizüstü reyonuna doğru yönlenin. İşlemci ve ekran seçimini daha sonra yapacağız.
Eğer bilgisayar evden çıkmayacaksa hala dizüstü şansımız devam ediyor. Fiziksel olarak masanın üzerinde kaplayacağı yer de önemli. Diyorsanız ki benim evde yerim az, zaten calışma masam da çoluk cocuk tarafından işgal ediliyor, o zaman dizüstü reyonununda dolaşmaya devam.
Masaüstü bilgisayarların dizüstlerine göre avantajlarını sıralayalım önce.
- Daha ucuzlar, her ne kadar fiyatları oldukça kadar düştüyse de birebir konfigürasyon karşılaştırmada %20 ve üzeri fiyat farkı oluşuyor.
- Genişleme imkanları daha fazla; ekran kartı, ses kartı, televizyon kartı, hafıza arttırımı, ikinci disk ekleme, dvd writer ekleme daha ucuz ve kolay. Anakartın izin verdiği ölçüde kart eklemeniz mümkün. Dizüstünde disk arttırmak için eskisini çıkartmak lazım, boş hafıza slotu genelde sadece bir tane oluyor ve bütün eklemeleri usb'den yapmanız gerekiyor. Eğer teknolojik gelişmelere meraklı ve sistemimi hep güncel tutarım diyorsanız, masaüstü bilgisayar size daha uygun
- Ekran değiştirmek ve büyütmek daha masrafsız, dizüstünde ekran değiştirmek demek sistemi değiştirmek demek oluyor.
- 2 yıl garanti süresi sonrası dizüstünde bir parça bozuldu mu hafiften yenisini almayı düşünmekte fayda var. Bir anakart neredeyse 1000 dolara değişiyor, uygun disklerde masaüstü disklerine göre daha pahalı. En mantıklısı alırken hafıza arttırımı yapıp eğer satıcı markanın varsa garanti uzantı paketlerini satınalmak. Özellikle HP bu konuda uygun fiyatlara üçüncü yıl garantiyi cazip kılıyor.
- Dizüstü küçük bir alanda bütün bileşenleri bir arada tuttuğu için ısınma problemi daha fazla olabiliyor. Bunun yanında overclock gibi teknolji meraklılarını ihya edecek değişimleri yapmak pek mümkün değil. Dizüstleri uzun çalışma süreleri sonucu masaüstüne göre daha çok ısınır.
- Artık dizüstü bilgisayarlarda seri port ve ps2 port ları bulunmuyor. GPS gibi ya da seri porttan bağlanan bazı cihazlar günümüz teknolojik dizüstü bilgisayarlarında sorun çıkarabiliyor. Dönüştürücü ile kullanmak zorundasınız.
- Oyun canavarları için dizüstü konfigürasyonları yetersiz kalabiliyor. Teknoloji ilerledikçe oyunların istediği kaynaklar artıyor. Bu da bir zaman sonra upgrade edilemeyen makinaların oyuncuların talebine yetersiz kalabiliyor.
- Klavyeler daha ufak, özellikle standart klavyelere alışanlar için dizüstünün dar alanlarına sığmak zor olabiliyor. Günümüz multimedya klavyeleri düşünüldüğünde elinizin altında bir çok tuş bulunduran bir klavye isteyebilirsiniz.
Dizüstünün avantajlarına gelince;
- Öncelikle büyük çoğunlukla markalar tarafından üretiliyorlar, arkalarında büyük firmalar oluyor, bu toplam satınalma maliyeti düşünüldüğünde önemli.
- Teknolojik olarak dizüstüne özel geliştirilen bazı teknolojiler var, örneğin centrino. Hem kablosuz ağ bağlantısı hem mobil işlemci bir arada bulunabiliyor.
- Kompak bir yapıda oldukları için bütün istedikleriniz elinizin altında, tek bir cihaz her yerde eliniz ayağınız olabiliyor.
- Şık, az yer kaplayan ve makul bir çözüm. Bilgisayardan beklediğiniz internete bağlanması, word excel kullanmak ise ucuz dizüstü-dizüstü karşılaştırması her zaman yapılabilir. Sonuçta makinadan kapasitesinin üzerinde bir beklentiniz yok. Uzun yıllar da olmayacak.
Kaynak
Mehmet Yıldırım/Winner Nixdorf Türkiye- Perakende Bölümü Satış Müdürü