İstanbul Büyükşehir Belediyesinde gerçekleştirilen ve yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Bakan Aksu, alt komisyonun hazırladığı raporu detaylı olarak dinlediklerini söyledi.

Aksu, yapılması gereken bazı küçük değişiklikler bulunduğunu, kısa, orta ve uzun vadede yapılması gereken işler ve alınması gereken önlemler olduğunu belirterek, "Bunlardan bir kısmı yasal düzenlemeler gerektiriyor. Bir kısmı idari tedbirlerle yapılacak. Bunları daha sonra açıklayacağız. Çalışmanın sonuna geldik, son bir gözden geçirmenin ardından sonuçları kamuoyuna duyuracağız" dedi.

Büyükşehirler son yıllarda Kürt vatandaşların göçüne sahne oldu. Kapkaçcı çocuk çeteleri, töre cinayetleri, otopark mafyaları türedi. Birçoklarımız Kürtler hakkında işte böyle düşünüyor. Gerçeklik payı da var. Ama onları buraya getiren nedeni kimse düşünmedi.

İşte o nedeni Sabah yazarı Emre Aköz, 1 milyon kişilik tehcir ile açıkladı. kimsenin gönüllü oraya gelmediğini bir bakıma zorla göçettirildiğini yazdı. Araştırmalara göre Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde 'yerinden olmuş' nüfusun 350 bin kişi olduğunu hatırlatan Aköz, 'yerinden olmuş' kelimesine dikkat çekti.

Zorla göçettirilenlerin 'tehcir edilmiş' bir kitle olduğunun altını çizen, yazar, okurlara bu sayının çok daha fazla olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

"İşte şimdi sıkı durun: 950 bin ile 1 milyon 200 bin arasında bir sayı söz konusu. Yani resmi sayının üç katı!
İşte o 'gerçek' böyle oluştu.
Şimdi kendinizi o insanların yerine koyun: Birileri gelip " 10 gün içinde evini, tarlanı bırakıp gideceksin " diyor. Ama kimse gittiğiniz yerde ne yapacağınızla, nasıl para kazanacağınızla, nerede barınacağınızla ilgilenmiyor.
Haliniz nice olur?"

ABD Bush yeni Irak planını devreye sokmasının hemen ardından askeri hareketlilik arttı. Dün Irak'ta görev yapan 5 ranlı diplomatın göziltına alınmasından sonra şimdi de Basra Körferzine askeri yığınak yapma hazırlığında. Tüm bunlar akıllara ABD İranla savaşa mı hazırlanıyor sorularını akıllara getirdi.

Bir Amerikalı yetkilinin açıklamasına göre, bölgedeki Eisenhower uçak gemisinin yanına John C. Stennis uçak gemisi ve Patriot füzeleriyle donatılmış bir hava savunma taburu sevk edilecek.

Yetkili, "Aylarca sürebilecek bir sürece başlamaktan söz ediyorum" dedi. (Irak'ın işgal edildiği) 2003 yılından bu yana ABD'nin bölgede ilk kez iki hava-deniz grubu bulunduracağını belirten Amerikalı yetkili, ikinci hava-deniz grubunun sadece "kuvvet gösterisinde bulunmayacağını, operasyonlara destek vereceğini de" söyledi.

Başkan George Bush, önceki akşam yeni Irak politikasını açıklarken, ABD'nin Orta Doğu çıkarlarını kollamak ve güvenliği pekiştirmek amacıyla bölgeye takviye kuvvet yollayacaklarını söylemişti.

Düşman nerede

Adım adım teslim olunurken bu teslimiyetler bir de “kazanılmış zaferler” diye yutturuluyor(!) ya işte asıl Türk milletini öldürecek havalar budur... Rum katil sürülerine karşı yapılan ve Kıbrıs Türkü’nün vatan toprağı sembolü olan Lokmacı Barikatı kaldırılarak, Rumlar AB nezdinde köşeye sıkıştırılacakmış!.. Talat üzerinden Ankara bu havayı Anadolu’ya yaymaya çalışırken Papadopulos ıslık çalıp tempo tutuyor...
O diyor ki; “Köprü yetmez bayrağı indireceksin, askeri çekeceksin!..”
Şimdi burada bir hatırlatma yapalım da “Nereden nereye...“ diye böbürlenen Tayyip’e bir “nereden nereye” meselesi sunalım... Kıçı kırık keçi adası Kardak’ta daha dün kadar taze bir “bayrak-asker” denemesini Yunanlar’a fena ödetmişti bu ülke. Ve devrin Yunan Başbakan’ı Simitis neye uğradıklarını kitabında göz yaşları ile anlatmıştı... Şimdi Lokmacı’nın karşı tarafında Rum ve Yunan bayrakları Talat’a doğru sallanıyor, Bay Talat da bölgeden Mehmetçik’i terhis etme yollarını arıyor...
Ankara’da gelişmeleri ıcığına cıcığına takip eden matbuat meselenin altını şu şekilde çizmişti
“AKP Hkümeti, bu kez ‘Türkiye’de iç siyasi kriz çıkmaması’ için temkinli davranmayı tercih etti ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı devreye soktu. Hem KKTC yönetimi, hem de AKP Hükümeti çok hassas bir politika izliyor. Yeni adım önerisinin hükümet yerine Talat tarafından Genelkurmay’a iletilmesi, bu politikanın parçası olarak yorumlanıyor...”
Haberin tercümesi bellidir...
Avrupa Birliği, Ankara’daki beylere “Rumlar’ı hoşnut etmeden kapıya gelme” dedi ya... Vermenin yollarına Talat üzerinden kapı aranıyor...
Ve Lokmacı meselesi de öyle durup dururken kaşınmış bir meselenin çok ötesinde bir plan program gereğidir!.. Öyledir ki; içine şu ünlü liman havaalanı açma yutturmacısı kapsamında bakılmalı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığını etkisizleştirme kapsamındaki AB dayatması görülmelidir... Ve tabii, Ortadoğu sıçraması için üs arayan ve Türk Ordusu’ndan arındırılmış bir Kıbrıs Adası kollayan ABD varlığı da...
Talat’ın 2 Ocak 2007 tarihli bir KKTC gazetesine verdiği röportajda, Lokmacı Köprüsü’nün yıkılacağını belirterek, “Tüm kapasitemizi kullanarak ülkemizi birleştireceğiz, dünyaya Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti olarak 2007 yılı içerisinde merhaba diyeceğiz, tanınmayı, tanınmaktan vazgeçmeyi, yani dünyayla siyasi entegrasyona gitmeyi hedeflerimiz arasında tuttuk ve tutmaya devam ediyoruz. Bunu bütünlüklü bir çözümle, Birleşik Kıbrıs ile elde etme hedefini önümüze koyduk” demişti...
Bu sözlerin yanına Rumlar’ın Faşist Papazı Hırisostomos’un sözlerini de koyuverelim ve bakalım nasıl bir “pişti” oluyor!..
“Vatan topraklarının Türkiye tarafından istila ve işgal edildiğini, düşmanımızın Kıbrıslı Türkler değil Ankara olduğunu vurgulayacağım. Türkiyeden gelip yerleşenlerin ve Türk askerlerinin Ada’dan uzaklaşmaları gerekir. Kuzey’e gidip işgalcilerin bulunduğunu anlatacağım.”
Bu herifin kiliselerinin duvarlarında, o kiliselerde programlanan katil sürülerinin vahşice katlettiği Kıbrıslı Türkler’in kanlarının izleri hala tazedir... İşgalden falan bahseden bu aşağılık cehennem zebanisinin suratına Türk askerinin Ada’ya asrın soykırımını önlemek için geldiği hatırlatılmadığı için ağzına geleni söyleyip meydan okumaktadır...
Bay Talat ve onunla dans eden malum zevatın destek görüntüleri de hazindir tabii!..
Bakınız Talat’ın ağzından nihai hedef...
“Ülke askersizleştirilmediğine göre Lefkoşa’nın askersizleştirilmesinin çok önemli bir konu gibi ortaya konması, esasında Kıbrıs’ta Kıbrıs sorununu var olduğunu ancak kamufle etmeye yarar. Halbuki Kıbrıs sorununu çözerek adanın bütününü askersizleştirmek söz konusu olmalıdır. Bunu kamufle etmek için Lefkoşa’nın askersizleştirilmesi gibi çok daha önemsiz konuyu gündeme getirmek doğru değil...”
Ne diyor; “Barikatla bakmayın, amacımız Ada’dan askeri boşaltmak!..” Rumlar’da böyle bir söz var mı? Demek ki hangi asker “boşaltılacak” bellidir...
Sizce “düşman” nerede?..

Samsun'da, kucağında 15 gün önce dünyaya getirdiği erkek çocuğuyla jandarmaya şikayette bulunan genç bir kız, bir akrabasının kendisine silah zoruyla tecavüz ettiğini ve bu olay sonrası doğum yaptığını söyledi.

2006 Mart ayında uzaktan akrabası olan Ahmet T.'nin (37) kendisini aracıyla köyüne götürürken yolda silah gösterdiğini ve silahtan korktuğu için kendisinden geçtiğini söyledi.

Jandarmanın daveti üzerine karakola gelerek teslim olan Ahmet T.,
hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek,kendisine iftira atıldığını öne
sürdü. Bebeğin babasının kim olduğunu ise DNA testi belirleyecek

Emniyetten MİT son çıkışına destek geldi. Eminiyet Genel Müdürlüğü sözcüsü İsmail Çalışkan yaptığı açıklamada dedi:

Milli İstihbarat Teşkilatı, devletimizin en önemli kurumlarının başında gelir. Emniyet Genel Müdürlüğünün de yoğun işbirliği içerisinde çalıştığı güzide bir kurumumuzdur. Sayın müsteşarımızın, MİT'in 80. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklama bir durum tespitidir. Kendileri yapmış olduğu açıklamalarıyla tarihe bir not düşmüştür. Bu açıklamayı değerlendirmek bizim sınırlarımızda değildir. Ayrıca o kuruma da bir saygısızlık olur. Zaten her şey açıktır."

Çanakkale Boğazı'nın bazı bölgelerindeki yoğun sis nedeniyle Gelibolu-Lapseki araba vapuru seferlerinin ardından, Çanakkale-Eceabat seferleri de geçici olarak durduruldu. Yetkililer, Trakya ve Anadolu yakasına geçmek isteyen ağar tonajlı araçları, il merkezi ile ilçelerin şehir içi trafiğinde yoğunluğa yol açmaması için kent girişlerinde bekletiyor.

Bağdat'ta düşen uçakta hayatını kaybedenlerin arasında bulunduğu bildirilen Abdulkadir Akyüz'ün yaralı kurtulduğu haberi Akyüz ailesinde sevinç yarattı. Mardin'in Dargeçit ilçesine bağlı Kılavuz beldesinden çalışmak amacıyla Irak'a gitmek için Adana'dan havalandıktan sonra Bağdat'ta düşen uçakta önce öldüğü haberini alınan ardından yaralı kurtulduğu öğrenilen Akdulkadir Akyüz'ün Dargeçit'teki ailesi buruk sevinç yaşıyor.

Uçak kazasının haberinin ardından ilk olarak Abdulkadir Akyüz'ün öldüğü haberinin ardından ailenin yurtiçi ve yurtdışındaki yakınları cenaze törenine katılmak üzere ilçeye gelirken, Abdulkadir Akyüz için ailesi mezar kazdırıp, taziye çadırı kurdu. Dün akşam Akyüz'ün ölmediği haberini alan aile sabah 6 koç kestirdi. Öğleden sonra mevlit okutacak aile, 15 gün boyunca yemek dağıtacak.

Özel bir okulun yabancı diller bölüm başkanıyken bilgisayarında çok sayıda çocuk pornosu görüntüsü ve fotoğrafı bulunması üzerine tutuklanan Kanadalı öğretmen Claude Joel Fortin, 'cinsel istismar' suçundan yargılandığı davanın ilk duruşmasında beraat etti. Çocuk pornosu görüntülerini bilgisayarında depolamaktan 1 yıl 8 ay hapis ve bin 660 YTL adli para cezasına çarptırılan Fortin ceza miktarı ve cezanın kesinleşme süreci göz önüne alınarak tahliye edildi.

S.M.'yi zorlamadım
İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada konuşan Fortin "2003'te çocuk pornosu indirmiştim. Ancak daha sonra sildim. 2004 yılında tekrar indirdim. Fakat site oluşturmadım" dedi. Fortin, Bebek Parkı'nda boyacılık yapan S.M.'ye ayakkabılarını boyatıp para verdiğini, çocuğun ayakkabılarını boyamak için iki kez evine geldiğini anlatarak şunları söyledi: "Fesli fotoğraflarını ben çektim ama asla zorlamadım. Evdeki uyuşturuyu ise kullanmadım. Pişmanım... Kanada'ya dönerek terapimi bitireceğim." Mahkeme, görüntüleri çocukların görmesini sağlayacak şekilde naklettiğine dair delil bulunmadığından ilgili maddenin uygulanmasına gerek olmadığını belirtti.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, aralarında Murat Karayılan'ın da bulunduğu Irak'ın kuzeyinde bulunan PKK/Kongra-Gel terör örgütü mensuplarına ilişkin bilgileri içeren liste ve belgelerin ABD'li yetkililere çeşitli vesilelerle iletildiğini ve bu kişilerin yakalanarak Türkiye'ye iade edilmelerinin istendiğini bildirdi.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün meteorolojik uyarısına göre, Ege'de hafif olarak esmekte olan rüzgarın bu akşam saatlerinden itibaren kuvvetlenerek kuzey ve kuzeydoğudan 5 ila 7 kuvvetinde (50 ila 70 km/s) fırtınaya yakın rüzgar, gece saatlerinde ise 6 ila 8 kuvvetinde (60 ila 80 km/s) fırtına şeklinde esmesi tahmin ediliyor.

Orta Karadeniz'de orta kuvvette esmekte olan rüzgarın ise yarın gece kuvvetlenerek batı ve güneybatıdan 6 ila 8 kuvvetinde (60 ila 80 km/s) fırtına
şeklinde esmesi bekleniyor.

Fırtınanın Cumartesi gecesi Ege'de etkisini kaybedeceği tahmin ediliyor. Fırtına nedeniyle denizcilerin ve ilgililerin tedbirli ve dikkatli olmaları gerektiği belirtildi.

Olay, Maltepe'de bir benzin istasyonunda meydana geldi. A.A. isimli bir iş adamı aracını benzin almak için benzin pompalarının yanına çekti. Aracını pompacıya teslim eden sürücü daha sonra benzin istasyonunun market bölümüne girerek alış veriş yapmaya başladı.

Bu sırada A.A. ile aynı anda markete giren kimliği belirsiz bir kişi de markette alış veriş yapmaya başladı. Aldıklarının parasını ödeyen şahıs daha sonra A.A.'nın markette masanın üzerindeki duran anahtarını alarak hızla dışarı çıktı. Dışarıda bekleyen arkadaşlarından yüzünün güvenlik kameralarına görünmemesi için şapka da alan hırsız çalacağı arabaya doğru yöneldi. Hızla aracın kapısını açan kimliği belirsiz şahıs aracın içeri girdi.

POMPACIYI EZMEYE KALKIŞTI

Hırsız, araca bindiği esnada camları silen bir işçi, benzin pompalanan araca binen kişinin otomobil sürücüsü olmadığını fark etti. Pompacı, hırsızı dışarıya doğru çekerek binmesine engel olmaya çalıştı.

Ancak bu sırada istasyonun diğer köşesinde bekleyen hırsızın 2 arkadaşı bindikleri Golf marka aracı pompacının üzerine sürdü. Hırsızı dışarı çıkarmak ve canını kurtarmak arasında bir süre bocalayan pompacı, daha sonra üzerine gelen aracın altında kalmamak için hızla market bölümüne koştu.

Pompacıdan kurtulan hırsızlar ise çaldıkları araçla benzin pompasını da kopararak kaçtı.

Aralarında şarkıcı İbrahim Tatlıses ve eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır’ın da bulunduğu 18 sanığın yargılandığı “Sauna çetesi davası”na devam edildi. Savcılık sanıklar hakkında 2 yıldan 74 yıla kadar hapis cezası istedi.

Kamuoyunda “Sauna çetesi” olarak bilinen davada, savcılık sanıklar için 2 yıldan 74 yıla kadar hapis cezası istedi.

Küre Operasyonu sonrasında açılan ve kamuoyunda “Sauna çetesi” olarak bilinen davada Savcı Mustafa Kelkit, esas hakkındaki görüşünü verdi.

Savcı, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli Yüzbaşı Nuri Bozkır, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Çakır, Osman Selçuklu ve Serdar Yük’ün “Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla 31 yıldan 74 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılmalarını istedi.

Savcı Kelkit, şarkıcı İbrahim Tatlıses’in de, “Birden çok kişiyle hürriyeti tahdit suçuna azmettirmek ve örgüte yardım” suçlamasıyla 5 yıl 3 aydan 18 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Dava, sanıkların esas hakkındaki savunmalarını yapmalarının ardından karara bağlanacak.

Meclis’te Perşembe günü Irak konusunda genel görüşmelerin ön görüşmesi yapılacak. Salı günü ise Irak konusu bu kez gizli oturumda ele alınacak.

Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmalar 10 yıl süreyle gizli kalacak.

AK Parti ve CHP, Irak başlığı altında bölgedeki iç çatışma, Kerkük’deki nüfus değişimi, terör örgütünün Irak’taki faaliyetleri konularında genel görüşme talebinde bulundu.

AK Parti ve CHP’nin genel görüşme önergelerinin ön görüşmeleri Perşembe günü Meclis’de yapılacak. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül hükümet adına bölgedeki durumu değerlendirirken gruplar da konuşma yapacak.

AK Parti ve CHP’nin istediği genel görüşme Perşembe günü kabul edilecek.

Sonraki Salı günü Meclis’de bu kez Irak konusu gizli oturumda değerlendirilecek. Gizli oturumdaki konuşmalar 10 yıl boyunca açıklanamayacak.

Görüşmede izin verilen görevliler dışında kimse olmayacak. Konuşma tutanakları mühürlenip 10 yıl boyunca saklı tutulacak.