• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Nasada neler oluyor

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts
  • #31

    Babillerden ileri teknoloji buluşlar

    Yapılan araştırmalara göre Babilliler Avrupalılardan çok daha önce gezegen konumlarını hesaplayabiliyorlardı.

    Araştırmacıların son bulguları Babillilerin gezegenlerin konumlarını Avrupalılardan 1400 yıl daha önce hesaplayabildiği oldu. Tabi bu haber şuan bir iddia olsada bizce doğru gibi. Babillileri biraz tanımlarsan sanat, bilim ve mimari yapıları ile çok dikkat çeken bir ırk. Bu Mezopotamya uygarlığı o zamanlara göre çok gelişmiş bir uygarlıktı.



    Araştırmaların sonucunda Babillilerin, Avrupalılardan 1400 yıl önce yani M.Ö. 350 yılları arasında gezegenlerin konumlarını hesaplayabildiği ortaya çıktı. Bu gerçekten ilginç bir buluş.Babiller, gezegenler üzerinde yaptıkları gözlem çalışmalarını oldukça ilerletmişlerdi ve hatta Jüpiter'in konumunu hesaplayabilmişlerdi. Bu durum Avrupalılarda ise 14. yüzyılda bulundu.

    Yorum yap

    • #32

      Evrenin en büyük güneş sistemi

      Gök bilimciler yaptığı araştırmalardan sonra evrenin en büyük güneş sistemini keşfetti.

      Avustralya Ulusal Üniversitesinden bir kaç bilim adamı evren hakkında araştırma yaptı. Uzun süredir dev gaz kütlesi olarak tanımladıkları toz bulutunun aslında bir yıldıza sahip olduğunu öğrendiler. Bu yıldızın, "2MASS J2126-8140" isimli gezegene 1 trilyon kilometre uzakta olduğu görüldü. Yıldızın gezegenin ekseninde tam 1 milyon yılda döndüğünü belirttiler.



      Yapılan araştırmalar sonucu 2MASS J2126-8140 isimli gezegenin Jupiter'den 10 ila 12 kat daha büyük olduğu belirtildi. Bu gerçekten büyük bir gezegen olmalı. Ayrıca bu gezegenin sistemin güneşine dünyadan tam 6 bin 900 kat daha uzak olduğu belirlendi. Araştımayı yapan bilim adamlarından Dr. Simon Murphy, yaptığı açıklamada "Bu sistemin bizim güneş sistemimiz gibi toz ve gaz bulutundan meydana gelmiş olmasının imkanı yok" dedi. Gerçekten çok ilgi çekici bilgiler yer alıyor.

      Yorum yap

      • #33

        Uzay Yürüyüşü Projesi Sonlandı.

        Uzay yürüyüşünde astronotların hayatları tehlikede.

        Başlatılan uzay yürüyüşü projesi için, uzay istasyonuna ait bazı donanımların astronotlar tarafından değiştirilmesi gerekiyor. Bu parçaların içinde olan güneş panelleri uzay istasyonuna güç sağlayan en önemli parçalar arasında. Ama panellerin değiştirilmesi için karanlık ortam tercih edilmesi gerekli şartlardan biri. Çünkü paneller çok sıcak ve ne kadar korunsalarda astronotların kıyafetlerine zarar verebiliyor. Aynı zamanda da astronot kasklarının içerisinde oluşan buharın su damlacıklarına dönüşmesi, onların zarar görmesine de neden oluyor. İşlemlerin bitmesi yaklaşık olarak 1.5 saatte son bulmalı. Güneş panelleri güneşe doğru otomatik olarak dönüyor. Ancak 90 dakika karanlık uzay boşluğuna bakan paneller bu sürede soğumuyor.

        Yorum yap

        • #34

          Çin, En Büyük Radyo Teleskopunu Kuruyor

          Çin’de çalışmaları süren Aperture Spherical radyo teleskopu, Devasa yapısıyla birlikte dünyanın en büyüğü olmaya hazırlanıyor.

          Elektromanyetik dalgaları yakalayarak göz
          lem yapmayı çok daha mümkün ha getiren radyo teleskopların yüzeyleri genişledikçe toplanan dalgalar çok daha fazla olduğundan da doları daha büyük radyo teleskopları yapılmaya çalışıyor.Â

          Dünyanın en büyük radyo teleskopu olma unvanı çok daha öncesinde Porto Riko’da yer alan Arecibo adlı gözlemevine aitti. 500 metre genişliğe sahip olan teleskop üzerinde toplamda 4.400 adet yansıtıcı üçgen panel bulunuyor. SAdec büyüklük anlamında değil hassasiyet olarak da diğerlerine göre çok daha iyi olduğunu açıklanan teleskopun en yakın rakibinden 3 kat daha hassas olduğu dile getiriliyor.

          Yorum yap

          • #35

            14 Kasım'da Süper Aya Hazır Olun!

            NASA tarafından yapılan açıklamada 14 Kasım gününde süper ayın görüleceği belirtildi. İşte büyük bir heyecan yaratan yeni gökyüzü olayı.

            NASA tarafından yapılan açıklamalarda 14 Kasım tarihinde dünyanın uydusu olan ayın Dünya'ya en yakın konuma geleceği belirtildi. Dünya'ya en yakın konuma gelen ve farklı bir görüntü sergileyecek ve süper ay olarak tanımlanan bu görüntü Çıplak gözle bile izlenebilecek.

            Çok Daha Yakından Görülecek

            Belli bir yörünge dahilinde hareket eden ay 14 Kasım tarihinde dünyaya en yakın konuma gelecek ve bu konuma geldiğinde daha büyük ve yakından görülebilecek. Yapılan açıklamalara göre dolunaya göre yüzde 14 daha büyük bir halde olacak olan ay üstelik yüzde 30 oranında daha da parlak bir şekilde görülecek. Fakat yapılan açıklamalarda 14 Kasım tarihindeki hava durumunun da bu konuda bazı sorunlar yaşatabilmesi mümkün.

            Bir Sonraki Tarih 2034

            Bu gökyüzü olayı belirli tarihler tekrarlanırken bir sonraki süper ayın 2034 yılından görülebileceği belirtildi. Bu bakımdan bu tarihi ana tanıklık etmek isteyen kişilerin 14 Kasım tarihi mutlaka gökyüzünü incelenmesi gerekiyor. Aksi halde bir sonraki tarih olan 2034 yılının beklenmesi gerekecek. Yapılan açıklamalarda Ay ile Dünya arasındaki mesafeler hakkında detaylar paylaşılırken Ay ile Dünya arasındaki normal mesafenin 384 bin 400 kilometre olduğu belirtildi. 14 Kasım tarihinde ise bu mesafe 351 bin kilometreye kadar inecek.

            Yorum yap

            • #36

              GTA San Andreas ile birlikte bir neslin hayali olan JetPack'ler 2017 itibariyle seri üretimde ve satışta olacak.
              GTA San Andreas oynarken muhtemelen "ROCKETMAN" hilesiyle JetPack almış ve bu JetPack gerçek olsaydı nasıl olurdu diye düşünmüşsünüzdür. Şimdi ise bu hayal 250.000 dolar karşılığında gerçek oluyor.

              Daha önceden JetPack'lerin prototipleri bulunurken ve böyle bir cihazı üretmek çok maliyetli bir durumken Avusturalyalı JetPack Aviation isimli firma, bu teknoloji harikası ürünleri seri üretime geçiriyor.

              Şirketin yaptığı açıklamaya göre seri üretimine yakında başlanacak ve testleri tamamlanan JetPack'ler, 2017 yılının ilkbahar mevsimi itibariyle satışa sunulacak. Bu cihazı satın almak isteyen kişiler ciddi bir eğitime alınacak ve eğitim sonucunda JetPack kullanım izni alarak keyifle uçabilecek.

              Peki JetPack'ler ne kadar yükseğe çıkabiliyor?
              JetPack'ler her ne kadar olağanüstü bir teknoloji harikası olarak görünse de onların da bir sınırı var. JetPack Aviation firmasının 250.000 dolardan satışa sunacağı JetPack modeli 305 metre yüksekliğe kadar çıkabiliyor ve 10 dakika boyunca havada kalıyor. Ancak bu durum ortam koşullarına göre değişiklik gösterebiliyor.

              Yorum yap

              • #37

                Stephen Hawking: İnsanoğlunun Ömrü 1000 Yıl Bile Yok
                Dünyanın en önemli fizikçileri arasında gösterilen Stephen Hawking, insanlığının sonuna yaklaşıldığını ve ömrünün 1000 yıldan az olduğunu söyledi.
                İnsanoğlunun geleceği hakkında bir konuşma yapan Stephen Hawking, eğer yaşayacak başka bir gezegen bulunamazsa insanoğlunun ömrünün 1000 yıldan daha az olacağını söyledi.

                Son 50 yılda evren hakkındaki bilgilerden faydalanılarak 2016 yılını gelecekteki yaşam ve kuramsal fizik araştırmaları yapmak için parlak bir yıl olarak nitelendiren Hawking, Independent’a şu açıklamaları yaptı:

                "Evren hakkındaki algımız son 50 yılda neredeyse tamamen değişti ve ben buna az bile olsa katkıda bulunduysam ne mutlu bana. Yalnızca doğanın temel parçacıklarından biri olan biz insanların, bizi ve evreni kontrol eden kanunları çözmeye bu kadar yaklaşması adeta bir zafer. ‘Cosmos' gibi süper bilgisayarların yardımıyla milyonlarca galaksinin yerini belirleyebileceğiz ve evrendeki yerimizi daha iyi anlayacağız. Belki bir gün yer çekimi dalgalarını kullanıp Big Bang'in kalbine bile bakabileceğiz.

                Yorum yap

                • #38

                  Bilim insanları, bir milyar ışık yılı uzaklıktan gelen bir radyo dalgasının Dünya’ya ulaştığını açıkladılar.
                  Bilim insanları uzayın derinliklerinden gelen yeni bir radyo dalgasının varlığını tespit ettiler. “Fast radio burst” (FRB) olarak isimlendirilen radyo dalgalarından birisi olan gizemli radyo dalgası, dağılma ve çarpıklaşma değerlerine göre en az bir milyar ışık yılı uzaklıktan Dünya’mıza ulaştı.



                  Bu tür radyo dalgaları Dünya’dan sık sık saptanabiliyorlar ve normalinden çok daha farklı değerlere sahip oldukları için kolayca fark edilebiliyorlar. Bilim insanları bu radyo dalgalarının nasıl oluştuğuna dair henüz net bir bilgiye sahip değil ancak bazı dramatik tahminler de mevcut. Örneğin, bazı araştırmacılara göre kara delikler nötron yıldızlarını yediği anlarda FRB’ler oluşuyor. Bir diğer tahmin de nötron yıldızları birbirlerine çarpıştığı an bu dalgaların oluştuğu yönünde.

                  Yorum yap

                  • #39

                    NASA, Mars görevinde kullanılacak olan SLS için halktan yardımlar bekliyor.
                    NASA, Mars görevinin en önemli unsurlarından sayılan ve Kızıl Gezegen’e yapılacak olan yolculukta kullanıcılacak SLS’nin (Space Launch System) pahalı olduğunu daha önceki dönemlerde de dile getirmişti. Uzay araştırma kuruluşu, bu sorununa çözüm bulabilmek adına halka yöneldi.



                    Kuruluş, SLS’nin ve Orion kapsülünün üretiminin çok pahalı olduğunu, bunların üretimini bir şekilde daha ucuza indirgeyebilecek olan için halktan yardım istediğini açıkladı. Bu açıklama, halkın yanı sıra özel roket üretim şirketlerinin de NASA’nın görevlerinde dahil olabileceğini gösteriyor. Yani ilerleyen günlerde Mars görevine dahil olan bir şirketi görebilmemiz mümkün.

                    Yorum yap

                    • #40

                      Uzaydan sürekli canlı yayın yapan NASA'nın canlı yayını esnasında bilinmeyen bir nesne kadraja girdi ve NASA bu durum üzerine hemen yayını kesti.
                      Tanımlanamayan uçan cisimler ya da diğer bir değişle UFO'lar belki de uzaylıların olduğu konusunda insanoğlunun ulaşmış olduğu en büyük kanıt. Her yıl dünyanın farklı bölgelerinden binlerce UFO ihbarı geliyor ve gün geçtikçe uzaylıların varlığını kanıtlamaya giden çeşitli ipuçları ele geçiriliyor.


                      Uzaylıların Varlığı UFO Zirvesi Tarafından Onaylandı!
                      Tüm bunların yanı sıra en büyük iddia ise Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)'nın uzaylılarla iletişim içinde olduğu ve çeşitli araştırmalar yaparken dünyadaki insanlara uzaylıların varlığıyla ilgili hiçbir şey söylemediği yönünde.

                      Bu iddia konuşulmaya devam ederken uzmanlara göre iddiayı destekleyen bir olay geçtiğimiz günlerde yaşandı. NASA'nın 7/24 sürdürdüğü canlı yayını esnasında yayında bir cismin hızlıca uçtuğu görüldü ve kimse farketmeden NASA tarafından yayın kesildi. Yayında teknik bir problem olduğuyla ilgili bilgi mesajı yayına girdi. Yayın kesilmeden önce kısa süre görünen bu nesnenin bir UFO olduğu iddiası öne sürüldü. Bu iddialar gündemin karışmasına neden oldu.

                      Yorum yap

                      • #41

                        Mars’ta Devasa Büyüklükte Bir Buzul Bulundu!
                        NASA, Van Gölü’nün 100 katı, ABD’nin ise en büyük gölüyle aynı büyüklüğe sahip bir buzul yatağı tespit etti.
                        Liderliğini Texas Üniversitesi’nden bilim insanlarının yaptığı bir ekip, NASA’nın Mars Yörünge Kaşifi’ne ait verilerini kullanarak Kızıl Gezegen’de büyük bir buzul yatağının olduğunu tespit etti.

                        Jeofizik Araştırma Yazıları tarafından hazırlanan raporda, Mars’ın Utopia Planitia bölgesinde, 375 bin kilometrekarelik bir alana yayılmış buz tabakasının keşfedildiği duyuruldu. NASA’nın Kaliforniya’daki Jet Propulsion Laboratuvarı’nın internet sitesinden yapılan açıklamada, buzul alanın çapının 3300 kilometre uzunluğunda olduğu belirtildi. Buzul, ABD’nin en büyük gölü olan Superior ile aynı boyutta.

                        Keşif, NASA’nın uzay aracının radarı tarafından gerçekleştirildi. Bilim insanları, Mars’ın tarihi ve gelecekteki olası su kaynaklarının belirlenmesi açısından keşfin çok çok önemli olduğunu belirtti.

                        Yorum yap

                        • #42

                          Mars'ta bulunan Silica adlı cisim hakkında yayınlanan bir makale, bunun Antik bir yaşam formu barındırabileceğini ileri sürdü.
                          Antik dönemlerden kalma Silica adlı bir nesne, Mars’taki yaşamın kaynağı olabilir. Şanslıyız ki keşfetmek için araç gönderebiliyoruz. Arizona Devlet Üniversitesi’nin duyurduğu keşif, Mars’ta potansiyel “Biyolojik İmza”nın habercisi. Spirit isimli gezgin cihaz, Mars yüzeyinde bu cismi keşfetmiş, çıkarılan rapor “Journal Nature Communications”da yayınlanmıştı.



                          Alışılmışın dışındaki bu bulgular Mars ile ilgili bildiğimiz her şeyi yeniden düşünmeye itmişti. Silis olarak adlandırılan bu tortul yapılar, gezegenimizde özellikle kaplıca çevrelerinde olan kayaç yapıların bir benzeri. Keşif, Mars’ın ana düzlüğünde 3-4 milyar yıl önce oluşmuş bir yüzey olan Gusev Krateri bölgesinde yapıldı. Bu keşfe göre Mars, yaşamı destekleyebilecek bir gezegen olabilir. Peki bu bulgu neden önemli? Bu tarz doğa harikaları genelde yaşamın sinyali olabiliyor.



                          Yakın zamanda yayınlanan bir bilimsel makalede Arizona Devlet Üniversitesi profesörlerinden Steven W. Ruff ve Jack D. Farmer şöyle diyorlar: “Bu tarz kayaç yapının bir ortamda olması, mikropların yaşayabileceği uygun ortamı yaratmakta. Bu da bize antik yaşamın izlerini verebilir”. NASA’nın Spirit adlı gezgin aracı, diğer bir gezgin Opportunity’den birkaç ay sonra 2004 yılında Mars yüzeyine varmıştı. NASA şu anda Kızıl Gezegen’e 2020 yılında yeni bir gezgin araç göndermeyi planlıyor.

                          Yorum yap

                          • #43

                            Hemen hemen her türlü karmaşık durumun içinden bir şekilde çıkmayı başaran NASA, bu kez hiç beklemediği bir yerden sıkıntı çekiyor.
                            Dünya'nın dışında, hatta diğer gezegenlere insan gönderebilecek kadar teknolojimiz var ve her geçen gün daha da iyisini yapabileceğimiz şekilde bu teknolojiyi geliştiriyoruz.

                            Ancak büyük bir problemimiz var. Daha doğrusu problemin muhattabı NASA. NASA, hala astronotların dışkıları konusunda tam olarak ne yapacağını bulabilmiş değil. İşte burada devreye biz giriyoruz. NASA, astronotların dışklıları konusunda yaşadığı probleme bir çözüm sunabilecek kişiye tam 30,000 dolar ödül verileceğini açıkladı.


                            Astronotlar Uzayda Tuvalet İhtiyacını Nasıl Gideriyor?
                            Aslında uzay aracında olan astronotlar için bu tarz bir sorun mevcut değil. Asıl sorun, astronotların kıyafetleri ile direkt olarak uzay ortamında oldukları zaman. NASA astronotlarından Rick Mastracchio'nun konu ile ilgili açıklamaları şu şekilde:

                            ''Ay'a doğru yolculuk yapan bir mürettebat düşünün. Acil bir durum oluyor ve araç, kabin basıncını kaybetmeye başlıyor. Bu nedenle de astronotlar, uzayın uygulayacağı basınçtan korunmak için uzay kıyafetlerini giyiyorlar. Böyle bir durumda, uzay kıyafetlerinin içinde kalan astronotlar tuvalet ihtiyaçlarını nasıl giderecekler?''

                            Astronotların uzay kıyafetleri temiz hava, su ve yaklaşık 6 gün kadar yetebilecek besin maddelerini sağlamakta. Ancak astronotların tuvaletleri geldiği zaman durum ne olacak?



                            NASA'nın yetişkin bezleri tarzında bazı çözümleri var ancak bunlar sonuç itibari ile geçici önlemler. Sonuç olarak astronot bezi değiştirmek için kıyafeti çıkartmak zorunda. Burada asıl olay ise kıyafeti çıkarmaya ihtiyaç duymadan tuvalet işini halletmek. Üstelik kıyafette çok fazla da yer olmadığını belirtelim.

                            Sorun şu ki, ağırlıksız ortamda katılar uçup sıvılar dağılabilmekte. Yani bu katı ve sıvılara dağılmadan, uçup gitmeden müdahale edilmesi lazım. İşte bu konuda NASA, nasıl bir çözüm geliştirilebileceği konusunda yardım beklemekte.

                            Peki sizce nasıl olabilir? Çözümünü İngilizce olarak ifade edebilecek arkadaşlar buradan NASA'nın çözüm başvurusuna ulaşarak 30,000 dolarlık ödül için fikirlerini yazabilirler.

                            Yorum yap

                            • #44

                              Falcon 9 roketinin alev almasıyla Facebook'a ait uydunun yanması, SpaceX'in tekrar toparlanıp toparlanamayacağını gündeme getirmişti. Gidişatı merak edilen SpaceX yeni işini NASA'dan aldı.
                              Özellikle Mars'ta kolonileşme konusunda önemli projeleri yürüten Elon Musk'ın SpaceX şirketi, geçtiğimiz aylarda Falcon 9 roketini uzaya uydu göndermek amacıyla ateşlerken roketin aniden alev alması ve bu olayla birlikte Facebook'un internet uydusunun kullanılamaz hale gelmesiyle gündeme gelmiş ve eleştirilerin hedefi olmuştu.


                              SpaceX’e Ait Falcon 9’un Patlamasının Sebebi Belli Oldu!
                              Bu olaydan sonra büyük kuruluşlarla arasının bozulacağı düşünülen SpaceX, bu olayın üzerinden pek fazla zaman geçmeden yeni işini aldı. Yeniden bir uydu taşıyacak olan şirket bu kez NASA'nın okyanus seviyelerini ölçüp kontrol edecek bir uydusunu uzaya fırlatacak. NASA'nın SpaceX'e uyduyu fırlatması için ödeyeceği para ise yaklaşık 112 milyon dolar.

                              Aynı zamanda SpaceX, Facebook'un internet uydusunun patlamasıyla ve roketinin kullanılamaz hale gelmesiyle ciddi bir itibar kaybı yaşamıştı. Ancak şu anda yayınlanan raporlar SpaceX'in Falcon 9'daki patlamaya neden olan sorunu çözdüğünü ve sorunun tekrar yaşanmayacağını gösteriyor.

                              Yorum yap

                              • #45

                                1990'da Einstein'ın teorisindeki ışık hızının sabit olmayabileceği ileri sürülmüştü. Şimdi Kanada'da yapılan bir çalışmayla bu teori test edilecek. Eğer doğruysa bu, modern fiziğin temelleri sarsacak bir gelişme olacak.
                                Einstein’ın görelilik teorisinde ışık hızı sabit olarak alınıyordu. Fakat araştırmacılar, modern fiziğin temelini oluştursa da bu kavramın doğru olmama ihtimalini ileri sürüyor. Bir grup bilim adamı bu hipotezi test etmeye hazır olduklarını ileri sürdü. Görelilik kuramının merkezinde ışığın uzay boşluğunda sabit hızla ilerlediği düşüncesi var. Evrenin yaşını belirlemek için de kullanılan bu hız, kozmologlara, Büyük Patlama’dan sonra ne olduğu fikrini veriyordu.



                                1990’ların sonunda Joao Magueijo isimli fizikçi, Londra İmpratorluk Üniversitesi’nde evrenin ilk zamanlarında ışık hızının daha değişken olabileceğini ileri sürmüştü. Büyük patlamadan saniyeler sonra fizikçiler, evrenin tek bir noktadan hızla genişlediğini ileri sürüyorlar. Fakat ışık sabit bir hızla ilerliyorsa, ışık parçacıklarının evrenin tamamına yayılması için yeterli bir zaman geçmiş olmuyor, buna bilim insanları “Ufuk Problemi” adını veriyorlar.



                                Bu problemi çözmek için araştırmacılar, ışık hızının zamanın başlangıcında sabit olmadığını ve bazı yerlerde diğerlerine göre daha hızlı seyrettiğini ileri sürdü. Kanada Perimeter Enstitüsü’nden Dr. Niayesh Afshordi, bu dalgalanma için bir model indeks numarası önerdi. Teori, ilk olarak 1990’ların başında ileri sürülmesine rağmen test edilememiş, ayrıca pek mümkün bulunmamıştı. Eğer yakın gelecekte gözlemler bu sayının doğru olduğunu bulursa, Einstein’ın yerçekimi teorisinde dahi değişiklikler olabileceği söyleniyor.

                                Profesör Magueijo “Işık hızının sabit olmadığı teorisi öne sürüldüğünde radikal bir fikirdi. Fakat günümüzde fizikçilerin test edebileceği bir hale geldi. Eğer bu doğruysa, o dönemde doğa yasalarının şimdi oldukları gibi olmadığı ortaya çıkacak” şeklinde konuştu.

                                Yorum yap

                                Hazırlanıyor...
                                X