ADSL Nedir ? ADSL Nasıl Çalışır ?

[Mehmetkarahanlı]

E-posta hesapları, internet dünyası ile haşır neşir kimselerin olmazsa olmazlarındandır. İş dünyası için büyük önem taşıyan e-postalar eğer kimseler tarafından sıklıkla kullanmıyorsa bile çeşitli sosyal medya platformlarına kaydolmaktan tutun da başvurulara kadar çok sayıda işlem için önemli gereklilikler arasında yer alıyor.
Google’ın Gmail'i ise şüphesiz en popüler e-posta servisi ve gelişmiş yapısıyla beğeni kazanmaya, üstelik kendini durmaksızın geliştirmeye devam ediyor. Platformun son geliştirmelerinden biri de, ‘korkulu rüya’ spam e-postalar konusunda.

Yeni çözüm
İstenmeyen spam mail’lere dair bir takım çözümler bulunsa da yeterli gelmiyordu. Spam mail’lerin toplandığı ‘spam’ kategorisi de kimi zaman yeterli olamıyordu. Gmail tarafından bu duruma yönelik yeni bir çözüm devreye sokuldu.
Gerçekleşen düzenleme ile gelen e-postaların genellikle altında, son derece küçük yazıyla eklenen ‘Abonelikten çık/Unsubscribe’ seçeneği algılanıyor ve gönderen kişinin e-posta adresinin yanına ekliyor.
Böylelikle genellikle gözden kaçan abonelikten çık seçeneği fark ediliyor ve spam’lardan bir nebze olsun kurtulmak mümkün oluyor.

[Mehmetkarahanlı]

Dijital dünyanın vazgeçilmezleri arasında yer alan güvenlik konusu, hem kurumsal ölçekte hem de son kullanıcılar tarafında önemli bir başlık oluşturmaya devam ediyor. Gartner tarafından yayınlanan en güncel rapor ise, güvenlik alanında özellikle şirketlerin mevcut durumunu tasvir ediyor.
Kurumsal Ağlar Güvenlik Duvarı Magic Quadrant Raporu (Magic Quadrant for Enterprise Network Firewalls) adıyla yayınlanan raporda, güvenlik duvarları pazarında bir sonraki nesle geçişin başarıyla tamamlandığına dikkat çekiliyor.

VPN standart bileşen oldu
Ülkemizde de engelsiz internet kullanımıyla eşdeğer olarak anılan VPN servislerinin, güvenlik duvarları için bir standart bileşen haline geldiğini belirten Gartner raporu, gelecek nesil güvenlik duvarlarının, gelişen pazar yapısı ile birlikte diğer fonksiyonları da bünyesinde barındırması gerektiğini vurguluyor.
Bu özellikler ise network intrusion prevention sistemleri [IPSs]), full stack inspection ve güvenlik duvarlarının akıllı kaynaklardan beslenerek kendilerini optimize etmesi olarak sıralanıyor.
Tüm Gartner Magic Quadrant raporlarında olduğu gibi bahsettiğimiz raporun da içinde yer alan pazardaki oyuncuların konumlandırması grafiği dikkat çekiyor. PaloAlto Networks'ün pazar lideri konumunda yer aldığı grafikte, kurumsal firewall yatırımı yapmayı planlayan kullanıcılara kılavuz niteliğinde istatistikler bulunuyor.
Kurumsal Ağlar Güvenlik Duvarı Magic Quadrant Raporunu TechInside katkılarıyla ücretsiz indirmek için tıklayın.

[Mehmetkarahanlı]

Bulut depolama servisleri arasında rekabet gittikçe artarken, Microsoft tarafında güzel bir kampanya başlatıldı. Microsoft, fotoğraflarını bulutta depolamayı tercih edenleri kendi servisine çekmek için OneDrive üzerinde ücretsiz 30 GB depolama alanı sunmaya başladı.
iPhone kullanıcıları unutulmadı
Microsoft, blogunda yaptığı açıklamada telefonlarını iOS 8'e güncellemek isteyen iPhone kullanıcılarına da değindi. iOS 8'e güncellemek için gereken alanı oluşturabilmek için fotoğraflarınızı veya uygulamalarınızı silmenize gerek olmadığını vurguladılar.
Tabi ki tahmin edeceğiniz üzere bu kampanya sınırlı bir süre için geçerli. Eylül ayının sonuna kadar geçerli olan bu fırsattan yararlanmak için yapmanız gereken şey ise OneDrive uygulamasının yüklenmesi ve daha sonra otomatik fotoğraf yükleme (kamera yedekleme) seçeneğinin açılması yeterli olacaktır.




Orijinal boyotunu görüntülemek için buraya tıklayın 960x480px.


Hali hazırda kullanıcılara 15 GB depolama alanını kullanıcıya ücretsiz olarak veren OneDrive, otomatik yükleme özelliğini açan kullanıcılara 15 GB'lık bir film rulosu bonusu eklemiş olacak.
Tabi belirtmekte fayda var, bu seçeneği açtığınızda akıllı telefonunuz ile çektiğiniz tüm resimler anında OneDrive depolama alanınıza aktarılacağı için yeterli bir internet paketinizin olmasına dikkat etmelisiniz. Aksi taktirde beklenmeyen faturalarla karşılaşabilirsiniz.
Elbette bu fırsat sadece iOS kullanıcıları için geçerli değil. Aynı zamanda servisin Anroid, Windows Phone veya Windows uygulamalarını kullananlarda bu fırsattan yararlanabilecekler.
Rakiplerinde durum nasıl?
OneDrive'ın kullanıcıya sunduğu depolama alanını rakiplerle kıyaslamak gerekirse eğer, Dropbox şu anda sadece 2 GB alanı kullanıcısına ücretsiz olarak sunuyor. iCloud Drive'da 5 GB'a yükselen bu miktarı, 10 GB ücretsiz depolama alanı ile Box takip ediyor. Google Drive'da ise 15 GB depolama alanı kullanıcıya ücretsiz olarak sunulmuş durumda.

[Mehmetkarahanlı]

Myspace Taklitçiliği
Sosyal medyada paylaşımların neredeyse tamamına yakını ‘mutlu anlar’ kapsamında. Partiler, pastalar, kızlar... Sosyal medyada karamsar paylaşımlara pek yer vermiyoruz. Ancak bu durumun çok daha vahimi de var.
Örneğin hayatı tam anlamıyla ‘kötü’ giden kimselerin sürekli olarak aksini göstermesi. İşte bu nokta, Myspace Taklitçiliği olarak adlandırılıyor. Mutsuzluktan ölseler bile kendilerini inanılmaz mutlu gibi gösterirler.
Hastalıklar devam edecek!

Farklı cihazlarda kullanıcılara erişmek isteyen Facebook, "insan tabanlı pazarlama" platformu Atlas'ı devreye soktuğunu duyurdu.
Atlas, reklam verenlerin cihazlar, platformlar ve yayıncılar arasında "gerçek kullanıcılara" erişmesine olanak tanıyor. Bu sayede reklam verenler, çapraz-cihaz sorununu aşma şansı buluyor ve reklamlarını daha iyi ölçümleyip, isabetli hale getirebiliyorlar. Bir başka deyişle Facebook hesabınız varsa sosyal dev, istatistiklerinizi size istedikleri zaman, tabletinizden, PC'nizden veya telefonunuzdan erişebilecek reklam verenlere satmaya hazırlanıyor. Bu reklam verenlerin çevrimiçi satın almalarınızı mümkün olduğunca takip edeceklerini ve bu verileri de kullanacaklarını söyleyelim.
Fikir, reklam verenlere internette nerelerde sörf yaptığımızı ve ne tür şeyler satın aldığımızı söyleyerek bizi daha iyi tanıtmak. Ancak tamamen ilgisiz bir web sitesindeyken ilgi duyabileceğiniz bir ürünün reklamıyla karşılaşmak, korkutucu olsa gerek.

[Mehmetkarahanlı]

40 yaşını çoktan geride bırakan ve bugün 45. yaşını kutlayan internet, geçmişten bugüne taşınan bazı teknik özellikleri sebebiyle kritik noktalarda, kritik zayıflıklara sahip.
İnternet bir gün bu zayıflıklar yüzünden çökerse ne olur? Bundan günlük hayat nasıl etkilenir? İşte makalemizin konusunu bu ilginç soru oluşturuyor.
İnternet çökerse, interneti sadece keyif için kullananlar sadece konforlarından olacaktır. Ama ekmeğini internetten çıkartanlar işsiz kalacaktır. Bu yüzden kesinlikle internetin çökmesini istemeyiz. Dahası e-devlet'e geçiyoruz, işler kolaylaşıyor derken, tekrar "3. Kata çık Ayşe hanıma imzalat" bürokrasisi bütün haşmetiyle dirilecektir. Şirket içi e-postalar yerine ofis boy'lar ulak olarak kullanılacağından, iş yerleri oldukça kalabalık ve gürültülü olacaktır. Ayrıca "Home Office" kavramını da unutun, herkes paşa paşa işe gidecek!
İşe iyi yanından bakarsak Facebook gibi sosyal araçlar verimliliği baltalamayacaktır!

[Mehmetkarahanlı]

İnternetin kullanımı arttıkça bazı insanlar tarafından kullanım dozu da kaçırılabiliyor. Adı üstünde ‘kullanım dozu’, her şeyin bir limiti olduğu gibi internete dair şeylerin de limitleri var.
Elbette belli başlı sınırlardan söz etmiyoruz, ancak her şeyi indirmek(veya download etmek) gibi bir hastalık var örneğin. Bu konumuz ile bazı aşırılıkların tanımlarını ele almaya devam edeceğiz.

Youtube Narşizmi
Kişinin kendi hakkında YouTube’a durmaksızın videolar yüklemesi. Her anı, aslında tüm dünyanın merakla beklediği anmış gibi hissetmesi. Özellikle Vine ve Instagram ile bu durum çok daha fazla kişiyi esir almış durumda.

Google Takibi
Bu hastalığa eminim herkes bir şekilde tutulmuştur. Evet, Google dünyanın en önemli dijital kütüphanesi. Milyarlarca içeriğe ulaşmanın en etkin yolu, ancak Google takibi biraz fazla kişisel bir sorun.
Yakın arkadaş, üniversitedeki gözlüklü çocuk ya da sevgili... Anılarda yer edinmiş kimseleri sıklıkla Google arama çubuğuna yazıp, onlarla ilgili bilgi ve gelişmelerden haberdar olmaya çalışmak önemli bir sorun.

[Mehmetkarahanlı]

40 yaşını çoktan geride bırakan ve bugün 45. yaşını kutlayan internet, geçmişten bugüne taşınan bazı teknik özellikleri sebebiyle kritik noktalarda, kritik zayıflıklara sahip.
İnternet bir gün bu zayıflıklar yüzünden çökerse ne olur? Bundan günlük hayat nasıl etkilenir? İşte makalemizin konusunu bu ilginç soru oluşturuyor.
İnternet çökerse, interneti sadece keyif için kullananlar sadece konforlarından olacaktır. Ama ekmeğini internetten çıkartanlar işsiz kalacaktır. Bu yüzden kesinlikle internetin çökmesini istemeyiz. Dahası e-devlet'e geçiyoruz, işler kolaylaşıyor derken, tekrar "3. Kata çık Ayşe hanıma imzalat" bürokrasisi bütün haşmetiyle dirilecektir. Şirket içi e-postalar yerine ofis boy'lar ulak olarak kullanılacağından, iş yerleri oldukça kalabalık ve gürültülü olacaktır. Ayrıca "Home Office" kavramını da unutun, herkes paşa paşa işe gidecek!
İşe iyi yanından bakarsak Facebook gibi sosyal araçlar verimliliği baltalamayacaktır!

[Mehmetkarahanlı]

İnternet Hastalıklar Sözlüğü- 3

İnternet hastalıkları sözlüğü yazı dizimizin üçüncü bölümünde blog'larında tüm aile sırlarını paylaşanlar, internetten okuduğu hiçbir şeye inanmayanlar ve daha fazlası sizlerle...

İnternetin kullanımı arttıkça bazı insanlar tarafından kullanım dozu da kaçırılabiliyor. Adı üstünde ‘kullanım dozu’, her şeyin bir limiti olduğu gibi internete dair şeylerin de limitleri var. Elbette belli başlı sınırlardan söz etmiyoruz, ancak her şeyi indirmek(veya download etmek) gibi bir hastalık var örneğin. Bu konulara eğilen yazı dizimizin üçüncü bölümünde de bazı aşırılıkların tanımlarını ele almaya devam edeceğiz.

[Mehmetkarahanlı]

Hikikomori
Japonca “elini eteğini çekmek” anlamına gelen terim, sosyal medya bağımlısı gençlerin gerçek hayattan kendini soyutlaması. Japon psikiyatr Tamaki Saitō'nun dünya tıp literatürüne kazandırdığı hastalığın tek müsebbibi bilgisayar değil. 90′lı yıllardan beri Japonya’da kendini ailesiyle yaşadığı evin bir bölümüne kapatıp sosyal yaşamı tamamen reddeden ergen ve gençleri tanımlamak için kullanılıyor.

Blog streaking
Her gün milyonlarca blog internet dünyasına katılıyor. Bu blog’ların bir bölümü faydalı ve zengin içeriklerle donatılırken bazıları ise bir tür kişilik bozukluğunu temsil ediyor. Her türlü sırrın anlatıldığı, yakın arkadaş ve aileye dair çok gizli/hatta ayıp bilgilerin paylaşıldığı bu blog’ların yazarları blog straking olarak adlandırılıyor.

Infornography - Enfornografi
Her okuduğunu gerçek sanan veya okuduğu hiçbir şeye inanmayan insanlar. Yani internet kullanım sonuçları kesin suretle uçlarda olan kimseler. Bu kişiler, üstelik her türlü bilgiye aç oluyorlar ve bilgiye dair tüm ihtiyaçlarını da internetten karşılamayı tercih ediyorlar.
Ego sörfü
Kişinin kendi ismini internette aratması ve kendi profiline başka bir kişiymiş gibi bakması. Bunun bir ileri safhası ise Facebook ve Twitter’da kendi yazdıklarını beğenmesi ve sürekli onları okuması.

[Mehmetkarahanlı]

Ping Nedir? Ping Nasıl Atılır?

Ping, internet / ağ üzerindeki bir makineye 32 baytlık ICMP (Internet Control Message Protocol) paketleri göndererek erişilebilir olup olmadığını ve erişilebiliyorsa tepki süresini ölçmeye yarayan programdır. Kısaca pelirtilen adrese bir paket gönderilir ve yanıt beklenir. Bir bilgisayardan diğer bilgisayara paketlerin gidip gelme süresi sizin ping sürenizi belirler. Ping süresi milisaniye (ms) cinsinden ölçülür. Ping kullanması basit fakat oldukça kullanışlı bir programdır. Ve genelde ağ sorunlarını tesbit etmek için kullanılır.
Bir web sitesine veya ip adresine ping atma ile;

1. Bir web sitesinin veya ağdaki bir sunucunun aktif olup olmadığı kontrol edilebilir. Eğer aktif değilse “Request timed out” mesajı döner.
2. Ağdaki o anki paket kayıp oranı hakkında bir bilgi verebilir.
3. Kaynak makine ile karşı makine arasındaki iletişim süresi ölcülebilir.
ICMP paketleri ve dolayısıyla ping, çoğu Firewall tarafından bloke edilir. Bu durumda dönen mesaj “Request timed out” şeklinde olur.
Ping testinin sonuçları internet / ağ bağlantılarının kalitesine bağlı olarak değişebilir. İyi bir geniş bant internet bağlantılarında (kablolu veya kablosuz) ping süresi 30 ms’nin altındadır.
Örnek Kullanım

Windows komut satırına ulaşmak için ("Windows tuşu + R" ) tuşlarına basın ve gelen Çalıştır ekranına CMD yazarak Tamam deyin.

[Mehmetkarahanlı]

Ping Nedir? & Ping Nasıl Atılır?

Bilgisayar teknikerleri, Bilgisayar mühensileri ve Network uzmanları tarafından sıkça kullanılan bir programdır. Aslında Ping programı 1983 yılında Mike Muuss tarafından yazılmıştır. Peki ping programı ne işe yarar? Bir makineye genelde 32 baytlık bir ICMP pakedi gönderilir ve aynı pakedin geri gelmesi beklenir. Paketin gidip geri gelme süresi aynı zamanda sizin ping sürenizi belirler. Ping çeşitli amaçlarla kullanılabilir

Ping programının yararları nelerdir?

1- Ağdaki bir bilgisayarın açık yada kapalı olup olmadığının anlaşılmasını sağlar.
2- Ağın o anki paket kayıp oranı hakkında bir bilgi verebilir.
3- Kaynak makine ile karşı makine arasındaki iletişimin süresini gösterebilir.
4- Ağda belirlediğiniz bir ip'de herhangi bir bilgisayar olup olmadığının öğrenilmesi sağlar.
Ping programı nasıl kullanılır ve nasıl ping atılır?

Windows 95, 98 ve XP işletim sistemi kurulu makinalarda Başlat > Çalıştır kutusuna cmd yazılır ve Ms-dos komut penceresi açılır. Karşınıza çıkan siyah ekranda şu komut yazılır ping "Ping atılacak Ip adresi veya ismi" şeklinde ping komutu kullanılmaktadır. (Örn. ping google.com veya ping 8.8.8.8 gibi) Çalıştır ekranına cmd yazmadan ve Ms-Dos penceresini açmadan da ping komutunu kullanarak ping atabilirsiniz.
Windows 7 ve Vista işletim sistemi kurulan makinalarda başlata tıkladıktan sonra çalıştır yazarak yada Windows Tuşu + R tuşlarına aynı anda basarak çıkan çalıştır ekranına cmd yazılır ve açılan siyah MS-Dos penceresine ping "Ping atılacak Ip adresi veya ismi" şeklinde yazılarak Ping atılır. Çalıştır ekranına cmd yazmadan ve Ms-Dos penceresini açmadan da ping komutunu kullanarak ping atabilirsiniz.
Not: Ping komutu standart olarak 4 defa ping attıktan sonra sonlanır. Eğer sürekli ping atmak isterseniz komutun sonuna "-t"ibaresini koymanız yeterli olacaktır. ( Örn. ping 8.8.8.8 -t )

Ping ile her zaman karşı bilgisayara ulaşılabilir mi?

Teorik olarak evet ulaşılabilir. Fakat ağdaki veya internet üzerinde ki bir bilgisayara ping attığınız zaman ping komutunuza cevap alabilirken, bazı sunuculara ping attığınızda geriye cevap alamayabilirsin. Bunun nedeni ICMP paketleri firewallar tarafından engellenmesidir. Bu sunuya ulaşamadığınız anlamına gelmemektedir.
Örnek verecek olursak komut satırından www.microsoft.com'a ping atmaya çalışın alacağınız yanıt şudur: "Request timed out." yani "İstek zaman aşımına uğradı" yanıtı alırsınız aynı anda internet browserınızı açıp microsoft.com' girin sayfanın açıldığını göreceksiniz.

[Mehmetkarahanlı]

Domain Name yani etki alanı adı internette istediğiniz sunuculardaki dosyalara ulaşmanızı sağlayan isimlerdir. Genellikle bu dosyalarda kullandığımız siteler bulunur ve bu isimleri kullanarak onlara hızlıca ulaşırız. Ama aslında süreç biraz daha detaylıdır. Her sunucu internet üzerinden bağlanılabilmesi bir için bir IP adresine sahiptir. Bu IP adresleri kısmen rastgele kısmen de bölgesel sayılardan oluştuğu için bağlanmak istediğimiz siteleri ifade etmezler. Alan adı da burada devreye girer ve istediğimiz siteleri, dosyaları görüntülememizi sağlar. Eğer sitenizin sabit bir IP si var ise alan adını kullanmadan da oraya ulaşabilirsiniz. Mesela "bilgisayamiyorum.com" un sabit ipsi:94.199.202.184Bir web site projesini yayınlamak için hazırlanıyorsanız, yapmanız gereken şeylerden ilki alan adı almak olmalıdır. Zira tüm iş bittiğinde fikrinize büyük oranda destek olabilecek site isminin olabileceği alan adını alabilecek olmak isterseniz. Ama tabii ki bunun için de başka çözümler üretebilirsiniz. ".com" değilde ".net" ya da ".org" gibi uzantıları alabilirsiniz ya da istediğiniz domain name in sahibi ile görüşüp anlaşmaya çalışabilirsiniz. Zira bir çok insan bireysel olarak alan adı alıp satıyor ve son yıllarda zor olsa da iyi para kazanabiliyorlar. Alan adı seçerken dikkat etmeniz gereken noktalardan bazıları:
".com" ile biten bir isim almak. Uzantılar ilk kullanılmaya başlandığında hepsinin farklı amaçları olsa da artık bu olay pek geçerliliğini korumuyor zaten. Uluslararası tanınan uzantı sayısı da artık çok fazla.
Akılda kalıcı, mümkün olduğunca az karakterli alan adı almak. Gerçi artık 5-6 haneli domain bile pek kalmadığından işiniz zor.
Dil detayını gözden kaçırmayın, türkçe bir isim alıyorsanız aynı isimin ingilizcesini de almaya çalışın. Daha sonra sitenizin gelişebilceğini unutmayın.
Eğer fazladan ayırabilecek paranız varsa, aldığınız isme yakın ya da çağrıştıran başka isimleri de alın.
Domain Name aldığınız isim sağlayıcının aynı zamanda istediğiniz türde host, sunucu hizmeti olup olmadığına bakın. Zira site içeriğini de aynı yerde tutarak bir çok işlemi daha hızlı ve kolay halledebilirsiniz.
Alan adı taşıma işlemi uzun ve zahmetli olduğu için hem yıllarca süren hem de güvenilir bir yerden alan adı alın.
Alan adını aldığınız yere dikkat edin (:

Alan adı ve host almak için Türkiye'den bir tavsiye vermem gerekirse turhost bu anlamda gördüğüm kadarıyla başarılı ve hızlı hizmet veriyor. Diğer Türk isim dağıtıcılarına göre daha ilgililer ve panel, site kullanımları daha rahat. Eğer karşınızda türkçe konuşan birilerini arıyor ve kısa sürede cevap bekliyorsanız tercih edilebilinir.

[Mehmetkarahanlı]

2014'ün en popüler 25 parolası alarm veriyor!

İnanılmaz ama bu parolaları kullananlar hala var! İşte 2014'ün "en popüler 25 parolası..."

2015'e girerken artık herkesin hack olaylarından ders alıp, daha iyi parolalar kullandığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Yeni yayınlanan "2014'ün en popüler parolaları" listesi, bu tür listelerde görmeye alışık olduğumuz girdilerle dolu.

SplashData'nın yıllık listesi, çalınan ve herkese açık olarak yayınlanan parolaları temel alıyor. Listede "123456", "password", "12345", "12345678" ve "qwerty" gibi parolalara hala rastlanıyor.

Yüz kızartıcı da olsa, işte 2014'ün en çok kullanılan 25 parolası!

1. 123456 (Değişiklik yok)

2. password (Değişiklik yok)

3. 12345 (17 sıra yukarı)

4. 12345678 (1 sıra aşağı)

5. qwerty (1 sıra aşağı)

6. 123456789 (Değişiklik yok)

7. 1234 (9 sıra yukarı)

8. baseball (Yeni)

9. dragon (Yeni)

10. football (Yeni)

11. 1234567 (4 sıra aşağı)

12. monkey (5 sıra yukarı)

13. letmein (1 sıra yukarı)

14. abc123 (9 sıra aşağı)

15. 111111 (8 sıra aşağı)

16.mustang (Yeni)

17. access (Yeni)

18. shadow (Değişiklik yok)

19. master (Yeni)

20. michael (Yeni)

21. superman (Yeni)

22. 696969 (Yeni)

23. 123123 (12 sıra aşağı)

24. batman (Yeni)

25. trustno1 (1 sıra aşağı)

[Mehmetkarahanlı]

Linksys tarafından yıllar önce sunulan WRT serisinin ilk ürünü WRT54Gkablosuz router modeli kullanıcıları tarafından halen övülür. Şirket şimdi de bu serinin son ürünü olan WRT3200ACM router’ını duyurdu. İşte ürünün detayları.
Linksys WRT3200ACM özellikleri

Üç bant 802.11AC MU-MIMO ile daha fazla bant genişliği sunan Linksys WRT3200ACM, önceki modele göre iki kat fazla olan 2.6 Gbps hızlarına ulaşıyor. Dinamik Frekans Seçimi (DFS) sertifikası da bulunan ürün daha az parazitlenme ile temiz Wi-Fi kanalları kullanabilmekte.
Ayrıca Tri-Stream 160 teknolojisi de yine router’da yerini almış. 5 GHzbandında 160 MHz kanal genişliğinde çalışabilen ürün akış başına 867 Mbps veri yönetebiliyor.
Ek olarak OpenWRT veya DD-WRT için açık kaynaklı firmware desteği sayesinde esneklik ve özelleştirme sunan router; gizlilik, VoIP ve küçük ofis uygulamaları gibi belirli kullanımlar için optimize edilebiliyor.
Güncellenen Linksys Smart Wi-Fi uygulaması sayesindeyse kullanıcılar evlerinin veya ofislerinin kablosuz ağını bulut üzerinden akıllı cihazlarıyla yönetebiliyor ve takip edebiliyorlar.


Orijinal boyotunu görüntülemek için buraya tıklayın 1000x405px.


Donanım özellikleri ise şu şekilde:
- Kurumsal düzeyde 802.11.ac Wi-Fi radyosu (802.11a/b/g/n geri uyumlu)
- Tri-Stream 160 teknolojili çift bant 3x3 with MU-MIMO
- Kurumsal düzeyde 1.8GHz çift çekirdekli ARM tabanlı CPU
- 256 MB Flash
- 512 MB DDR3 RAM
- DFS sertifikası
- SOHO düzeyinde 5-port Ethernet switch
- 4 Gigabit LAN portu, 1 Gigabit WAN portu
- 1 x eSATA/USB 2.0 portu
- 1 x USB 3.0 portu
- UPnP Sunucu
- Dört adet sökülebilir harici anten
Linksys WRT3200ACM çıkış tarihi ve fiyatı

Linksys WRT3200ACM yurtdışında çıkışını gerçekleştirmiş durumda. Ürünün fiyatıysa 280 dolar. Bu güçlü router modelinin yakın zamanda ülkemizde de satışa sunulmasını bekliyoruz.