• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

ADSL Nedir ? ADSL Nasıl Çalışır ?

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts
  • #31

    2- 40 MHz Kanalları Deneyin

    N Standardı en son ve en gelişmiş standarttırBugün yaygın olarak kullanılan N standardı kablosuz ağların özelliği, 5 GHz frekans bandında çalışabilmeleridir. Daha önceki standartlar 2.4 GHz bandında sınırlıydılar. 5 GHz frekans aralığının özelliği hem daha güçlü olması, hem de çevreden gelen parazite karşı daha dirençli olmasıdır.
    5 GHz frekans bandını kullanabilmek için kanalların 40 MHz bandında açılması gerekir. 2.4 GHz aralığında çalışanlar ise 20 MHz aralığında açılırlar. Ne var ki, eğer N standardı bir router kullanıyorsanız, ayarlar kısmında bunu değiştirmenize yarayacak seçenekler olduğunu görebilirsiniz.
    Bu ayarlar sayesinde, normalde 5 GHz bandında açılması uygun görülmüş olan 40 MHz genişliğindeki frekansları, 2.4 GHz bandında da açılmaya zorlayabilirsiniz. Normalde bunun sizin kullandığınız donanıma bir zararı yoktur. Temel faydası ise, ağınızın daha güçlü çalışmasını sağlayacak olmasıdır.
    Öte yandan, 2.4 GHz bandında 20 yerine 40 MHz kanallar kullanmaya kalkarsanız, karşınıza başka bir sorun çıkacaktır. Kablosuz ağınızın çevredeki diğer ağlarla ciddiçakışmalar yaşaması ve onların işleyişine sekte vurması muhtemeldir. Bu durum sadece komşularınızın ağlarını değil, sizin farklı amaçlarla ve cihazlarla kurduğunuz ağları da etkileyebilir.
    Bu seçeneği kullanıp kullanmamaya çevre şartlarına göre karar verebilirsiniz. Eğer bulunduğunuz yerde pek fazla komşu ağ ya da benzer radyo iletişimi yoksa, 40 MHz frekansları 2.4 GHz bandında çalıştırmayı tercih edebilirsiniz.

    Yorum yap

    • #32

      3- Sadece N Standardı Kullanın

      Ağ güvenliğine dikkat edinEğer kullandığınız tüm kablosuz ağ donanımları n standardını destekliyorsa (henüz ac standardının yaygın olmadığını varsayarak söylüyoruz), o zaman bunları sadece n modunda çalışacak şekilde ayarlayabilirsiniz. Peki bunun faydası nedir? N standardı donanımlar, daha eski olan b/g standardı ağlardan daha güçlüdürler. Ancak bu güç yüzünden bazen çeşitli ağ çakışmaları da yaşanabilmektedir. Bu yüzden de n standardı ağların, bu tür çakışmaları önleyecek pek çok özel koruma tedbiri mevcuttur.
      Eğer tüm donanımlarınız n standardı ise, ağınızı da sadece n modunda çalıştırmak size bariz bir avantaj kazandıracaktır. Bunu bir odadaki herkesin aynı lisanı konuşmasına benzetebiliriz. Arada çevirmenler olmayacağından, iletişim daha hızlı ve verimli yürüyecektir.
      Ağınızı tamamen n modunda çalışmaya ayarladığınızda, seçenekler arasında "Extra Wireless Protection" dikkatinizi çekebilir. Bu da b/g standardı ağlarla çakışmaları önlemek amacıyla tasarlanmış bir çalışma modudur. Bunu kapalı konuma getirmek de ağınızın gücünü artıracaktır.
      Ne var ki tüm bu uyumluluk ve korumaları kapatmanın hayli olumsuz bir etkisi mevcut. N standardı bir kablosuz ağ, tüm bu önlemler olmadan tam güçle çalıştırıldığında, çevresindeki diğer tüm kablosuz cihazların çalışmasını etkileyecek denli güçlü bir parazit yaratabiliyor. Özellikle b/g standardı kablosuz ağların bundan ciddi anlamda etkilendikleri bilinen bir gerçek.

      Yorum yap

      • #33

        4- Güç Ayarlarını Değiştirin

        N Standardı en son ve en gelişmiş standarttırKullandığımız bilgisayarlardaki kablosuz ağ adaptörleri farklı kuvvette yayın yapabilme yeteneğine sahiplerdir. Unutmayın ki bir kablosuz ağda veri akışı iki yönlüdür. Kablosuz rotuerınız gücünü genellikle pirzden çeker ve bu yüzden de herhangi bir sorun yaşamadan her zaman tam güçte yayın yapabilir.
        Ancak bilgisayarınız için her zaman aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Özellikletaşınabilir bilgisayarlar pil ömürlerini mümkün olduğunca uzatabilmek için, diğer tüm donanımları olduğu gibi, kablosuz ağ adaptörünün gücünü de zaman zaman kısabilirler. Bu kısıntı routerdan gelen veriyi almanızı önlemez, ama sizin sinyaliniz zayıflayacağından veri pakedi göndermekte zorluklar yaşayabilirsiniz. Bu da bağlantının yavaşlaması ya da sık sık tamamen kopması şeklinde kendini gösterecektir.
        Bunu önlemek için bilgisayarınızın kablosuz ağ adaptörünün yayın gücünü bizzat artırabilirsiniz. Windows 8, Windows 7 ve Vista kullanıcıları bunu Denetim Masası altındaki Güç Seçenekleri içinden yapabilirler. Kullandığınız bilgisayarın marka ve modeline bağlı olarak, işletim sisteminden bağımsız çalışan bir kablosuz ağ kontrol yazılımı içinden de bu seçeneklere ulaşmak mümkündür.

        Yayın gücünü devamlı en üst seviyede kalacak biçimde ayarlamak, kablosuz router ile cihazınız arasındaki iletişimin gücünü ve kalitesini yükseltecektir. Ancak özelliklenetbook gibi taşınabilir cihazlarda bunun pil kullanım süresini hayli etkileyeceğini de unutmayın. Tabii bir de yayılan radyo sinyalinin gücü hep en üst seviyede olacağından, aygıtı doğrudan kucağınız yerine bir taburenin ya da masanın üzerinde kullanmak daha tercih edilir olacaktır.

        Yorum yap

        • #34

          5- Sinyal Karmaşasına Dikkat Edin

          N Standardı en son ve en gelişmiş standarttırBulunduğunuz ortamdaki malzemeler ve diğer elektrikli aygıtlar, kablosuz ağlarınızın sinyal gücünü ciddi oranda düşürebilirler. Bunları doğru tanımlamak ve mümkünse bazı unsurların yerlerini değiştirmek, kablosuz ağınızın verimini ciddi oranda artırabilir.
          Öncelikle yerini kolayca değiştiremeyeceğiniz unsurları ele alalım. Kablosuz ağ routerınızı yerleştirirken bunları dikkate alarak konumlandırma yapabilirsiniz. Herşeyden önce binanın iç yapısı önemlidir. Tuğla duvarlar ve metal içeren ara bölmeler sinyali ciddi oran keserler. Cam, tahta ve alçıpan malzemeler çok daha geçirgendir. Kablosuz ağ sinyalleri mekan içindeki koridorlardan faydalanarak rahatlıkla daha uzağa ulaşabilirler. Gerçekte en ideal yerleşim, alıcı ve vericinin birbirlerini rahatça çıplak gözle bakıldığında görebilecekleri şekilde konumlandırılmasıdır. Ancak tabii bu her zaman mümkün olmaz.
          Yüksek parazite yol açabilecek bir diğer unsur ise su kaynaklarıdır. İçi su dolu metal kalorifer petekleri ve su sebilleri gibi unsurlar sinyali umulmadık biçimde kesebilirler. Bunlar hem metal, hem de su içerirler. Su ise radyo dalgalarını çok ciddi oranlarda absorbe edebilir. Zaten mikor-dalga fırınların çalışma prensibi de suyun bu özelliğine dayanır. Özellikle büyük su depoları, radyo sinyallerini engellemeleri açısından ciddi bir sıkıntı kaynağıdır.
          Tabii ki ortamda bulunan diğer elektronik aygıtların etkisi de dikkate alınmalıdır. Mesela mikro-dalga fırınlar kasalarının yalıtım özelliği nedeniyle sinyal saptırırlar. Ses sistemlerinin hoparlörleri ve eski tip CRT tüplü ekranlar çok ciddi elektromanyetik parazit kaynaklarıdırlar. Bunun dışında radyo frekanslarını kullanan başka aygıtlar da vardır, mesela kablosuz DECT telefonlar. Bunlar 900 MHz ila 5.8 GHz arasında değişen farklı frekanslarda yayın yaparlar ki, bu da ciddi bir karışıklık kaynağıdır.
          6- Dipol Açısını Değiştirin
          Günümüzde pek çok antensiz kablosuz modem bulunsa da, antenli modellere yapabileceğiniz pek çok şey var. Kablosuz modem ve router üzerinde gördüğünüz antenlere "dipol" adı verilir. Bunların işlevi gerçekte herhangi başka bir radyo vericisinden çok farklı değildir. Ancak yayınladıkları radyo dalgalarının dağılım şekli kendine hastır. Anten çevresinde simit şekline benzer bir dalga yayarlar.
          Yayının bu şekilde yapılması, antenin açısını önemli kılar. Kablosuz router antenleri genellikle bağlantı eksenleri etrafında dönecek biçimde üretilirler. Bunun sebebi antenin yere açısını ayarlayabilmeye imkan tanımaktır.
          Eğer bilgisayarınızın seviyesi verici antenin altında ya da üstünde kalıyorsa, antenin açısını ayarlayarak erişimi güçlendirebilirsiniz. Diyelim ki router zemin seviyesinde duruyor, ancak siz dizüstü bilgisayarınızla odanın öbür ucundaki yüksekçe bir masanın üzerinde çalışıyorsunuz. Router antenini sizden uzağa doğru yönde geriye doğru yatırırsanız, o zaman yayın alanının en güçlü kısmının, bilgisayarınızın durduğu noktaya doğru yükselmesini sağlamış olursunuz.

          Yorum yap

          • #35

            7- Origamiye Başlayın

            N Standardı en son ve en gelişmiş standarttırMadde başlığından dalga geçtiğimizi zannetmeyin, bir parça kartonu uygun biçimde kesip bükerek kablosuz erişiminizi güçlendirebilirsiniz! Bu aslında çok eski bir yöntemdir, ilk nesil a standardı kablosuz ağların güçsüzlüğünden bunalan çaresizkullanıcılar tarafından geliştirilmiştir. Ama bugün de işe yaramaktadır.
            Burada amaç bir parça kartonu kullanarak dipol üzerine (eğer modeminiz antenliyse) geçecek bir çanak yaratmaktır. Böylece antenin yayın alanını dağa bayıra değil de, ihtiyacın yoğunlaştığı alana doğru yönlendirmek mümkündür. Böyle kağıttan mamul bir çanağı birkaç dakikada üretebilirsiniz. Ayrıca bir kez dipol üzerine geçirdikten sonra, odaklama alanını değiştirmek için tüm yapmanız gereken parmak ucuyla çanağı uygun yöne döndürmektir.
            Konuyla ilgili olarak internet üzerinde pek çok uygulama örneği mevcuttur. Örnek şablonları görmek için www.freeantennas.com adresine göz atabilirsiniz. Çok daha güçlü doğrusal antenler imal etmek isteyen kullanıcılar için de bazı metal anten planlarını internet üzerinde bulmak mümkündür. Ancak bunları imal etmek daha fazlaemek ve bilgi gerektirir.

            Yorum yap

            • #36

              8- Daha Güçlü Bir Anten Kullanın

              Bu kadar da değil!N standardı kablosuz ağ ürünleri genellikle önceki nesillere kıyasla çok daha güçlüdürler. Ancak yine de router ya da modemlerin üzerindeki fabrika üretimi dipoller piyasadaki engüçlü antenler değildirler. Bazı durumlarda ne yaparsanız yapın bunların kapasitesi yeterli gelmeyecektir. Mesela çok büyük ya da çok fazla elektrikli cihaz barındıran bir ofis alanında, ne yapsanız da istediğiniz yayın gücüne ulaşamayabilirsiniz.
              Bu gibi durumlarda cihazın üzerindeki standart dipol anteni daha güçlü bir modelle değiştirmek gerekecektir. Standart antenler genellikle 2 dBi civarında yayın gücü verirken, daha güçlü antenler yasal sınır olan 7 dBi seviyesine kadar ulaşabilirler. Unutmayın ki 3 dBi artış, yayın gücünüzün ikiye katlanması anlamına gelir.
              Ancak router'ın konumu ve mekanın düzenlenmesi sebebiyle daha güçlü bir dipol takmak ta çözüm olmayabilir. Mesela router ofisin bir köşesindeyse ve yayının boylamasına ofise yönlendirilmesi gerekliyse, bu durumda doğrusal antenlerin tercih edilmesi gerekecektir.
              Unutmayın ki daha güçlü bir anten satın alırken, 2.4 GHz ve 5 GHz arasındaki farka dikkat etmelisiniz. 2.4 GHz yayına yönelik bir anteni 5 GHz yayın yapacak bir router üzerinde kullanmak mümkün olmayacaktır.
              Tabii bir de bu türden daha güçlü bir anten kullanmanın, ortamdaki frekans kirliliğini daha da artıracağını dikkate almalısınız. Eğer çevrede kablosuz ağ yayınlarından olumsuz etkilenecek başka cihazlar varsa, ortama daha da güçlü bir kablosuz ağ yayını vermek çakışma sorunlarını artırabilir.

              Yorum yap

              • #37

                9- Baz İstasyonu Kurun!

                Böyle baz istasyonu değil, sadece WAP kullanarak...Bazı durumlarda mekanın konumu ya da kullanıcıların ihtiyaçları yüzünden yayını güçlendirmek için daha radikal adımlar atmak zorunda kalabilirsiniz. Tabii burada binlerce liralık harcamalar yapmaktan bahsetmiyoruz. Ancak kağıttan yansıtıcı yapmak kadar ucuza olmayacaktır.
                Daha güçlü antenler yayını güçlendirirler, ancak yine de çok fazla sinyal karmaşası olan ya da mesafelerin geniş, ara bölmelerin fazla olduğu bir ortamda işe yaramayabilirler. Bu durumda en iyi çözüm bir "baz istasyonu" kurmaktır.
                Kablosuz erişim noktası aygıtları bu iş için kullanılabilir. Çoğu kullanıcı bunları mevcut olan kablolu yerel ağa kablosuz erişim girişi sağlamak için kullanır. Ancak bu cihazlar aynı zamanda sinyal tekrarlayıcı olarak da görev yapabilirler. Mekan içinde uygun bir konuma yerleştireceğiniz bir kablosuz erişim noktası cihazını, ana router ile iletişime geçirerek, normalden çok daha geniş bir alanı, çok daha iyi bir sinyal kalitesiyle kapsayabilirsiniz.
                Tabii cihazı seçerken router ile aynı standarda sahip, mümkünse aynı firmanın ürünleri arasından seçerseniz, hem işiniz kolaylaşır, hem de daha yüksek verim alırsınız. Ancak bu çözümün de diğerleri gibi ortamdaki sinyal kirliliğini artıracağını unutmayın.

                Yorum yap

                • #38

                  10- Yazılımları Güncel Tutun

                  Firmware ile para harcamadan upgrade mümkün!Her ne kadar yeni nesil kablosuz aygıtlar eskiye oranla çok daha sorunsuz çalışsalar da, bazen problemler yaşamak mümkündür. Öncelikle tüm aygıtların aynı firmadanve aynı kablosuz ağ standardından tercih edilmesi tavsiye edilir.
                  Ne var ki bazen bunu yapmak mümkün olmayabilir. Özellikle parasal kısıtlamalardan dolayı en yeni, engüncel cihazları alamayabiliriz. Daha ucuz aygıtlar ise genellikle daha eski sürümlerdir. Fakat yine de bunlardan verim alabilirsiniz.
                  Çoğu donanım gerçekte yazılımsal bir güncellemeyle pek çok sorundan kurtarılabilir, hatta bazen yeni özellikler bile kazandırılabilir. Firmware tabir edilen donanım içi yazılımları güncellemek pek çok derde derman olacaktır. Bunun haricinde işletim sistemi tarafında çalışan sürücüleri de güncel tutmakta fayda vardır. Windows 7 her ne kadar genel sürücüleri kullanarak çoğu aygıtı başarıyla çalıştırabiliyor olsa da, biraz uğraşıp cihazınıza özel yazılmış sürücüleri bulup kurmanız her zaman tavsiye edilir.

                  Yorum yap

                  • #39

                    Router'ınızda en çok bu ayarlara dikkat edin!

                    Router'ınızda en çok hangi ayarlara dikkat etmelisiniz? En önemli ayarları ve fazlasını açıklıyoruz!








                    Router'ınız, evinizdeki internete bağlı cihazlara hacker'ların erişimini engelleyecek ilk savunma hattıdır. Ancak ne yazık ki çoğu Wi-Fi router'ı hack'lemek oldukça kolay. Bu yüzden router'ınızın kurulumunu doğru yaptığınıza dikkat etmelisiniz.
                    Öncelikle Router'ınızda şu temel ayarlara dikkat edin:
                    - Varsayılan yönetici parolasını ve mumkünse adını değiştirin.
                    - SSID'nizi (kablosuz ağ adı) değiştirin, aksi halde cihazlarınızın aynı isimdeki başka router'lara bağlanmayı deneyebilirler.
                    - Kablosuz güvenlik modunu WPA2 olarak ayarlayın ve iyi, uzun bir parola seçin.
                    Bu değişiklikleri daha önceden yapmış olduğunuzu umuyoruz. Ancak bu temel ayarların ötesinde ağınızı hacker'lardan korumak için yapabileceğiniz daha birçok şey var.

                    Yorum yap

                    • #40

                      Router'ınız destekliyorsa DD-WRT veya Tomato'yu yükleyin
                      DD-WRT ve Tomato gibi açık kaynak kodlu firmware'ler, router'ınızı ek özelliklerle güçlendirmenin yanında, genellikle router'ınızla gelen stok firmware'e göre daha yüksek güvenlik sunuyorlar. DD-WRT ve Tomato'nun birçok router'da bulunan açıklara ve WPS (Wi-Fi Protected Setup) açığına sahip olmadığı biliniyor. Üstelik bu firmware'ler düzenli olarak güncelleniyorlar ve daha güvenlik seçeneği sunabiliyorlar (gelişmiş günlük kaydı veya DNS'i DNSCrypt ile şifreleme gibi).
                      Güvenlik uzmanı Brian Krebs, bu tür firmware'leri şöyle açıklıyor:
                      "Çoğu stok firmware, oldukça hantaldır ve temel işlevleri sunarlar.
                      Firmware update'lerinde kullanıcılara genellikle üreticilerin firmware'i yerine DD-WRTveya Tomato gibi açık kaynak kodlu alternatifleri öneriyorum. Uzun süre DD-WRT'yi kullandım, çünkü bir router firmware'inden bekleyebileceğiniz tüm seçenekleri sunuyor, ancak bu ayarlar siz açana kadar kapalı olarak bekliyorlar."
                      Cihazınızın desteklenip desteklenmediğini öğrenmek için DD-WRT ve Tomato cihaz sayfalarını kontrol edebilirsiniz. DD-WRT daha çok ayar sunarken, Tomato'nun daha kullanıcı dostu bir arayüz sunduğunu söyleyelim.

                      Yorum yap

                      • #41

                        Firmware'inizi düzenli olarak güncelleyin

                        Firmware'inizi düzenli olarak güncelleyin
                        İster stok firmware'i kullanın, ister üçüncü parti bir firmware, onu güncel tutmanız son derece önemli. Bunun nedeni oldukça basit: Yeni açıklar kesintisiz olarak keşfediliyorlar. Linksys'te ortaya çıkan, uzaktan bağlanan kullanıcılara parola girmeden yönetici konsolu erişimi sunan hata gibi.
                        Firmware'i güncellemek için izlemeniz gereken adımlar, router'ınızın marka ve modeline göre değişecektir ancak çoğu, denetim paneli içinden güncellemeleri kontrol etmenize izin verir. Web tarayıcınızı açın, router'ınızın IP adresini girin, oturum açın ve gelişmiş ayarlar / yönetim sayfasına gidin. Bu yolla güncellemeleri kontrol etmeniz mümkün değilse, üreticinin sayfasına gidip destek bölümünde router'ınızın modelini aratabilir, yeni bir firmware'in yayınlanıp yayınlanmadığını kontrol edebilirsiniz.
                        Bazı router'lar, en son güncellemeleri otomatik olarak yükleyebiliyorlar. Ancak yeniliklerin ve değişikliklerin neler olduğunu görmek istiyorsanız, bu işlevi kullanmamayı tercih edebilirsiniz.

                        Yorum yap

                        • #42

                          Uzaktan yönetimi ve UPnP'yi kapatın

                          Uzaktan yönetimi kapatın
                          Router'ınıza internet üzerinden erişim izni veren bu ayar varsayılan olarak çoğu router'da kapalı bulunur, ancak yine de kontrol etmekte zarar yok. "Remote administration" veya "Remote management" veya "Enable web access from WAN" isimli ayarı bulun ve devre dışı olduğundan emin olun.
                          UPnP'yi kapatın
                          UPnP veya Universal Plug and Play, ağ cihazlarının router tarafından algılanmasını kolaylaştırmak üzere geliştirilmiştir. Ancak bu protokol, ciddi güvenlik açıkları ve hatalarla tanınıyor. UPnP nedeniyle milyonlarca çevrimiçi cihaz, çeşitli güvenlik sorunlarına sahip. UPnP'nin en önemli sorunu, herhangi bir kimlik doğrulamaya gerek duymaması (her cihazı ve kullanıcıyı güvenilir sayıyor). Zararlı uygulamaların trafiğinizi farklı bir IP'ye UPnP yoluyla nasıl yönlendirebileceğ

                          Yorum yap

                          • #43

                            Çekeceklerinize değmeyecek diğer ayarlar

                            Çekeceklerinize değmeyecek diğer ayarlar
                            MAC filtreleme veya ağ SSID'sini gizleme gibi ayarlar daha önce kulağınıza gelmiş olabilir, ancak bu ayarlar sizi uğraştırmasına rağmen o kadar da yüksek bir güvenlik sunmuyorlar.
                            SSID gizleme
                            Router'ınızın SSID'sini gizlemek başta kulağa iyi bir fikir gelebilir, ancak bunu yaptığınızda aslında güvenliğinizi düşürmüş oluyorsunuz. Bunun nedeni, SSID'nizi gizlediğinizde tüm cihazlarınızın etraftaki tüm ağlara SSID'nizi bildirerek "sen benim router'ım x misin?" gibi bir soru sorması.
                            SSID'nizi gizlemeniz, komşularınızı ağınızdan uzak tutabilir ancak becerikli hacker'lar için bu ayar, onlara "ben buradayım ve saklanmaya çalışıyorum" demeniz anlamına gelecektir. Ağınızı komşularınızdan korumak istiyorsanız, parolanızı değiştirin ve daha güçlü bir parola seçin.

                            Yorum yap

                            • #44

                              MAC filtreleme ve statik IP adresleri

                              MAC filtreleme
                              MAC filtreleme, sadece izin verdiğiniz cihazların ağınıza bağlanmasını sağlayacaktır. Ancak MAC adreslerini taklit etmek kolay olduğundan bu yöntemin ne kadar etkili olduğu da tartışmalı.
                              Stack Exchange'den sysadmin1138'e göre hack'lenen bir ağdaki paketleri görebilen bir hacker, ağdaki geçerli MAC adreslerinin de listesini görebilir.
                              MAC filtrelemeyi açmanızın herhangi bir zararı yok, ancak düşündüğünüz kadar yüksek bir güvenlik sunmayacağını bilmeniz yeterli. Üstelik her yeni cihazınız veya misafiriniz için MAC adreslerini router arayüzünden ekleme zahmetine katlanmanız gerekecektir.
                              Statik IP adresleri
                              Değiştirmek isteyebileceğiniz son bir ayar da var. Router'ınıza bağlanan cihazlara otomatik olarak ağ adresleri atayan DHCP'yi kullanmak yerine, tüm cihazlarınıza statik IP adresleri atayabilirsiniz. Teoride DHCP kapalıyken, tanınmayan makinelere herhangi bir IP verilmeyecektir.
                              Ancak hem DHCP'nin, hem de statik IP'lerin kendilerine göre riskleri ve dezavantajları bulunuyor. Örneğin statik IP'ler, spoofing saldırılarına açık olabiliyorlar. IP numaralarını DHCP ile alan cihazlar ise kötü amaçlı DHCP sunucularının man-in-the-middle saldırılarına maruz kalabiliyorlar. Hangi ayarın daha güvenli olduğuna dair henüz bir fikir birliği ortaya çıkmış değil.

                              Yorum yap

                              • #45

                                Sinyal çubukları neyi gösteriyor?

                                Telefonunuzdaki sinyal çubuklarının, tam olarak size ne anlattığını biliyor musunuz?

                                Sinyal seviyesi çubuklarını etkileyen birçok faktör var
                                Genel olarak telefonunuzda bağlantı kalitesi için gösterilençubuk sayısı, iyi bir arama yapıp yapamayacağınız konusunda size bir fikir verir. Ancak hesaba katmanız gereken şeyler arasında bu çubukların mobil hizmet sağlayıcıya, üreticiye ve hatta aynı üreticinin farklıcihazlarına göre değişebildiği de var.
                                Kısaca söylemek gerekirse, telefonunuzda gösterilen çubuklar, sinyal seviyesini tam olarak göstermekten çok, çubukların sinyal seviyesiyle bir ilişkisini gösteriyor.
                                Birçok normal durumda sinyal seviyesinin çubuklar ile ilgisinin az olması bizi pek de ilgilendirmeyebilir. Birçok ortalama kullanıcı, bir telefonu senelerce kullanabilir ve telefonların veya sağlayıcıların bir tanesinin daha fazla çubuk gösterdiğini fark etmeyebilir. Ancak (genellikle) ortalama olmayan, teknolojiye meraklı kullanıcılar ise küçük detaylara dikkat ederler ve telefon veya mobil sağlayıcı hakkında bir takım düşüncelere sahip olurlar.

                                Yorum yap

                                Hazırlanıyor...
                                X