• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Güncel Gelişen haberler

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts
  • #61

    1996 yılında hayatını kaybeden astrofizikçi, bilim insanı, toplum bilimci ve psikolog Carl Sagan'ın görüşleri hala topluma ışık tutuyor.
    1995 yılında, sevilen astrofizikçi ve toplum bilimci Carl Sagan, pseudoscience'nin (sahte ve kulaktan duyma bilim; kısacası batıl inanç) ve sözde bilimsel okuma yazmanın tehlikelerine karşı uyarılarda bulunan The Demon-Haunted World adındaki kitabını yayınlamıştı. Sagan, maalesef 1996 yılında hayatını kaybetti. Yazarın amacı, okuyucularını eleştirel ve şüpheci düşünmeyi öğrenmeye teşvik etmekti ve bunu da başardı.

    Aslında söz konusu bilgiler, kendini geliştirmiş bir bilim insanı için olağan veriler ancak Carl Sagan, bunları herkesin anlayabileceği bir şekilde betimlemişti.



    Her nasılsa, Sagan, 1995 yılında günümüzdeki teknolojinin nasıl olacağını büyük ölçüde tahmin etmeyi başardı.

    Sagan kitabında sadece teknolojiden bahsetmedi: Düşük üretim, yüksek tüketim; siyaset ve insanlardaki umutsuzluk olgusu; toplum yararını reddeden ya da temsil edemeyen politikacılar gibi konularda da hedefi 12'den vurdu.

    Sagan, halkın, bizi iyi hissettiren şeylerin ile aslında doğru olup olmadığını ayırt etme konusunda insanların entelektüel olarak yeterli olmayacağını iddia etmişti. İnternette, ortaya her gün onlarca sahte veri atılıyor ve bazı kişiler buna inanıyor. Sagan bir kez daha haklı çıkmadı mı?

    Sagan'ın fikirleri, şimdilerde diğer bilim adamları tarafından Twitter gibi sosyal medya servislerinde paylaşılıyor.

    Matt Novak'a göre "İnsanların bilim dışı iyimser önyargısını ispatlamak için, bir bireye boşanma, kanser ve ortalama ömür ile ilgili tüm istatistikleri gösterebiliriz; ancak çoğu kişi, bu tür kötü olayların kendi başlarına gelmeyeceğini iddia eder."

    Burç yorumlarına bakarız ve yıl içerisinde ruh eşimizle tanışacağımızı ya da işimizde büyük başarılar elde edeceğimize kolayca inanırız. Kendimizle ilgili gerçekleri görmezden geliriz.

    Sagan'a göre bu tüm insanlara entegre edilmiş, bilişsel önyargıların bir parçası var olan inançlarımızı teyit eden ayrıntılara çekiliyor olmamız.

    Psikolog ve sosyolog Matt Novak'ın dikkat çektiği gibi, "Tahminler, çoğunlukla bir Rorschach (İnsanların kişisel özelliklerini saptamak için geliştirilen bir mürekkep testi) testine benzer. İnsanlar, gerçekler üstünde bağ kurmak yerine, kendi doğrularına ve korkularına yoğunlaşır.

    Amerika'nın aptallığını medeta yansıtıyor. Medya adeta en düşük ortak paydada programlama yapıyor; batıl inançları ön plana çıkartırken, bilime hakaret ediyor. Bu sadece Amerika'da değil, tüm dünyada gözleniyor. Cehaletimizi kutluyoruz ve bunun farkında dahi değiliz. Sözde bilime ve batıl inanışlara yönelik sunumlardaki inanınırlık, içeriğin yavaş yavaş bozulmasıyla açıkça görülüyor."

    Sagan, keşke şu anda hayatta ve gençlerin X-Factor, hatta ülkemizde yayınlanan bazı yarışmalar karşınında uzun saatler geçirdiğini ve çoğu tezinin ispatlandığını görebilseydi. Ya da, insanların internette ne tür sitelerde, ne tür bilim dışı paylaşımlarda bulunduğuna şahit olabilseydi... Eminiz ki yazacağı yeni kitap(ta)larda çok daha çarpıcı ifadelerde bulunurdu.

    Yorum yap

    • #62

      PlayStation 4 Pro’nun Rakibi ‘Project Scorpio’ Hangi Özelliklere Sahip Olacak?
      PlayStation’ın 4K oyunculuk ve daha gelişmiş VR deneyimi için sunduğu PlayStation 4 Pro’ya rahip olacak olan Microsoft’un Project Scorpio’suna dair detaylar ortaya çıktı.
      PlayStation 4 Pro, Sony’nin PS4 deneyiminde daha iyi FPS değeri ve daha verimli sanal gerçeklik sunması için sunulmuş bir ara konsoldu. Bu hamle ile Xbox’ın One S’ini net bir şekilde tokatlayarak piyasanın en iyi ve en performanslı konsolu olarak Türkiye’de bile kısa süre içerisinde stokları tükenen PS4 Pro için bildiğiniz gibi Microsoft kanadından hamle gelecek. Project Scorpio adını alan bu esrarengiz cihazın PS4 Pro’dan daha iyi olması beklenirken sunacağı avantajlar ise şu ana kadar belli değildi. Ancak ortaya çıkan detaylar ile bazı bilgiler duyuldu.

      4K oyun desteğini vereceği kesin olan bu yeni konsol, ESRAM olmamasına rağmen oyunlar noktasında tıpkı PS4 ve PS4 Pro farkı olmaması gibi Xbox One, Xbox One S ve Project Scorpio arasında da oyun konusunda farklar olmayacak.

      Detaylara göre 6 TFLOP bir ekran kartına sahip olacak olan Scorpio, Xbox One’dan kağıt üzerinde 4.5 kat gibi ciddi bir fark atarak daha güçlü olacak. Ayrıca 4 kat daha fazla bir cache belleğine ve Delta Colour Compression özelliğine sahip olacak olan Scorpio 320GB/s bant genişliği de sunacak.

      Ancak dikkatlerden kaçmayan bir detay ise VR deneyimi konusu. Normalde Microsoft’un yayınladığı detaylarda sanal gerçeklik deneyimini akıcı bir şekilde sunacağı söylenen Project Scorpio’nun detaylarından bu VR bölümünün kaldırılması sonucunda Scorpio ile gelmesi ihtimali olan yeni bir sanal gerçeklik gözlüğünün ertelendiği düşüncesini doğurdu.

      Yorum yap

      • #63

        28 Mart 2017’de Steingerbergern Hotel Maslak İstanbul’da düzenlenecek olan İnovatif Veri & Analitik Zirvesi 360CNP tarafından hazırlanıyor.
        360CNP tarafından düzenlenen bir yeni etkinlik olan İnovatif Veri & Analitik Zirvesi, 28 Mart 2017 tarihinde Steingerbergern Hotel Maslak İstanbul’da yapılacak. 20 farklı sektörden 125 üzerinde şirket, profesyonellere stratejik bilgi alışverişi, deneyim networking ve eş düzey kişilerin direk irtibata geçmelerine zemin sağlayacak olan zirve, sektörden önemli kişilerin katılımıyla dikkat çekecek.

        Bu etkinliğe katılarak global ve Türkiye’ye ait araştırma sonuçları ile alanınızdaki yaklaşımları uzmanlarından dinleyebilir, bugünün trendlerini ve geleceğin teknolojilerini yakalayabilir, müşterilerinden yeni iş modelleriyle birlikte, güçlü araçlar ile titiz öngörülere nasıl eriştiklerin ve herkesten önce uygulamaya geçirebilir ve başarı garantili hareket planlarını nasıl yarattıklarını öğrenebilirsiniz.



        Veri Keşfi Görselleştirme, Analitik Veri Tabanı, İş Odaklı, Veri Odaklı ve Olay Odaklı Stratejiler, Veri Madenciliği, Veri Tarımı, Veri Depolaması, Self Servis İş Zekası, Big Data Nedir? Etkileri Neler Olabilir? ve Veri Güvenliği (Data Security) Çözümleri gibi konu başlıklarını ele alınacak etkinlik gerçek dünya dersleri ve tecrübelerinden oluşan ve başka bir yerde bulunamayacak bir içerik, yeni nesil uygulamalar, güncel know-how’lar, inovasyonel çalışmalar ve sonuç veren örnekler ile katılımcıları bekliyor olacak.

        Yorum yap

        • #64

          Google; CEO ve kurucular da dahil olmak üzere, binlerce çalışanı ile Donald Trump'ın politikalarına tepki gösterdi.
          Binlerce Google çalışanı, CEO ve şirket kurucusu, Donald Trump'in müslüman karşıtı politikaları nedeniyle protesto eylemlerinde bulundu.

          Google, Mashable isimli bilişim sitesine attığı e-postada; Silikon Vadisi, San Francisco ve New York'taki Google merkezi başta olmak üzere, 2.000'den fazla Google çalışanının protestolara başladığını bildirdi.



          En büyük katılım, merkezi Mountain View, California'da gerçekleşti; Yönetim Kurulu Başkanı Sundar Pichai ve şirket kurucularından Sergey Brin kalabalığa seslendi.



          Brin, Pazartesi günü Mountain View'daki kalabalığa, Sovyetler Birliği'nden altı yaşında ülkeye gelen bir göçmen ve mülteci olarak karara inanılmaz "öfkelendiğini" söyledi. Brin ayrıca "insanların havaalanlarında yaşananlar için savaştığını görmekten memnuniyet duyduğunu" ifade etti. Google, ülke çapında gerçekleşen demokratik gösterileri de sonuna kadar desteklediğini açıkladı.



          Trump'un emri Cuma günü yürürlüğe girdi. Yönetim Kurulu Başkanı Pichai, "kararın en az 187 çalışanı etkilediğini" açıkladı. Google ayrıca, söz konusu Müslüman çalışanlar için 2 milyon dolarlık bir kriz fonu yarattı.

          Yorum yap

          • #65

            Muhtemelen bu yılın en merak edilen oyunlarından biri olan FIFA 18 konusunda bilgiler yavaş yavaş geliyor.
            Bu yılın son çeyreğinde oyuncular ile buluşacak olan FIFA 18 hakkında EA Sports cephesinden ilk açıklamalar gelmeye başladı.

            Yeni oyun hakkında konuşan şirket CEO'su Andrew Wilson'ın verdiği bilgiler doğrultusunda oyunda en fazla dikkat çekecek şeyin 'The Journey' adlı kariyer modu olacağını söyleyebiliriz.



            FIFA 17 ile birlikte tanıtılan The Journey modu, FIFA 18'de ikinci sezonu ile karşımıza çıkacak ve yeni karakterler ile yeni hikayeler de oyuna dahil olmuş olacak. Wilson'ın diğer açıklamaları şu şekilde:

            "Vancouver'deki geliştirme ekibimiz, Ultimate Team'in de dahil olduğu, oyunculara son derece yenilikçi bir deneyim sunacak sistem üzerinde çalışmakta. Ekibimiz, şimdiye kadar yapılmış en iyi deneyimi sunan FIFA oyununu sunmayı amaçlıyor. The Journey modunu 10 milyondan fazla kişi oynamış durumda ve Ultimate Team oyuncu sayısı de her sene %10 artış gösteriyor."

            FIFA 18 yavaş yavaş beklentiyi yükseltmeye başlamış durumda. Bakalım oyun nasıl olacak.

            Yorum yap

            • #66

              Trump'ın göçmenlere ilişkin politikasının ardından Uber CEO'su danışmanlık görevini bıraktı.
              ABD Başkanı Donald Trump, ülkede oldukça ses getiren şeyler yapmaya erken başlamıştı. Bu konuda en fazla tartışılan ve tepki çeken şey ise, Trump'ın göçmenlere yönelik uygulanacak politikayı resmen devreye sokuşuydu.

              Trump'ın bu hamlesinin ardından ABD merkezli pek çok firma Trump'a karşı bir bağlamda birleşmiş ve göçmenlere yönelik bu kararın karşısında duracaklarını açıklamışlardı.

              İLGİLİ HABER
              Teknoloji Sektörünün Devleri Trump'ın Göçmen Yasasına Karşı Birleşiyor!
              Firmalar kadar firmaların CEO'ları da bu konuda ciddi şekilde ön plana çıktılar. O isimlerden biri de Uber'in CEO'su Travis Kalanick. Fakat Kalanick, SpaceX ve Tesla Motors'un CEO'su olan Elon Musk gibi, Trump'ın danışmanlarından biri olarak da görev yapmakta.



              Hatta Kalanick'in bu konumu sebebiyle, sosyal medyada başlatılan #DeleteUber hashtag'i ile birkaç gün içerisinde 200.000'den fazla kullanıcı, Uber'i mobil cihazından silmiş, Kalanick'i de istifaya davet etmişlerdi.


              Uber'in Donald Trump'la İlişkisine Kızan 200 Bin Uber Kullanıcısı, Uygulamayı Sildi!
              Anlaşılan Kalanick, içine düştüğü duruma daha fazla dayanamayarak Trump karşıtı protestocuların sözünü dinlemiş. Daha önceden göçmen politikası ile alakalı olarak düzenlemenin adil olmadığından yakınan Kalanick, Trump'ın danışmanlık görevinden istifa ettiğini açıkladı.

              Göçmenlere yönelik yardımlarda bulunan sivil toplum örgütlerine 3 milyon dolar bağışta bulunacağını duyuran Kalanick, yeni düzenleme ile ilgili olarak da Trump'la konuşacağını belirtmişti. Dün ise Kalanick, çalışanlarına gönderdiği mesaj ile artık Donald Trump'ın Ekomonk Danışma Konseyi'nde bulunmayacağını, görevinden istifa ettiğini ve bunu Trump'a bildirdiğini belirtti.



              Trump'ın danışmanı olmasının, Trump merkezli atılan adımları onaylamak anlamına gelmediğini, fakat bu konuda yanlış yorumlara maruz kaldığını belirten Kalanick, artık Trump'ın danışmanlarından biri değil. Tabii Kalanick'in bu hamlesi, okları bir diğer teknoloji sektörünün ön plana çıkan ismi Musk'a çeviriyor.

              Danışmanlık görevine devam eden Elon Musk, daha öceden yaptığı açıklamada ülkenin problemlerini çözmek için bu yolun en iyi yol olmadığını, Amerika'ya destek veren çoğu insanın bu vb politikalar yüzünden desteklerini geri çekebileceğini belirtmişti.

              Yorum yap

              • #67

                Türkiye'nin Yıllardır Gizli Tutulan Balistik Füzesi Resmi Olarak Duyuruldu!
                2009 yılında imzalanan sözleşmeyle çalışmaları yürütülen balistik füze projesi BORA, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın internet sitesine eklendi.
                Son yıllarda ülkemizde savunma sanayiine yapılan yatırımların artması ve projelere hız verilmesiyle birlikte savunma sanayii alanında Türkiye'den güzel haberler alıyoruz. Bu haberlerden bir tanesi de geçtiğimiz günlerde geldi. Savunma Sanayii Müsteşarlığı, bir süredir gizli yürütülen yerli balistik füze projesini kamuoyuna duyurdu.
                9 Belediye, Yerli İşletim Sistemi PARDUS’u Kullanmaya Başlıyor!
                BORA olarak isimlendiren bu balistik füze projesinin teknik detayları bilinmese de füzenin varlığı ve üzerine çalışmaların olumlu bir şekilde sürdüldüğü SSM'nin resmi internet sitesinde belirtiliyor.

                Uzun menzilli karadan karaya füze ve silah sistemi olarak tanımlanan BORA projesinin tüm çalışmaları Türkiye'de yürütülüyor. Şu anda füzenin özelliklerine dair bir bilgi yok ancak proje halindeki füzenin TSK'nın mevcut envanterindeki balistik füzelerden daha güçlü olduğu biliniyor.

                Yorum yap

                • #68

                  Lady Gaga'nın Super Bowl Gösterisinin Asıl Yıldızı Drone'lar Olacak
                  Dünyanın en popüler sanatçılarından Lady Gaga, Super Bowl'un arasında yapacağı sahne şovunda yüzlerce drone kullanacak.
                  Bildiğiniz üzere Amerika'daki futbol liginin final mücadelesi olan Super Bowl her yıl 1 milyara yakın kişi tarafından canlı olarak izleniyor ve dünyanın en gösterişli spor müsabakası olarak biliniyor. Öyle ki onlarca şirket bu müsabakanın reklam arasında gösterilecek reklamları için özel reklam filmi çekiyor.
                  Super Bowl'un Ağlama İsteği Uyandıran Reklamları!
                  Hal böyle olunca müsabakanın dışında şovlar da kendinden söz ettiriyor. Bu yıl ise Super Bowl finalinin devre arasında sahne Lady Gaga'nın olacak. Her zaman etkileyici şovlarıyla gündeme gelen Lady Gaga'nın bu yıl yapacağı şov teknoloji dünyasını da ilgilendiriyor çünkü Gaga'nın gösterisinde yüzlerce drone dans ederek adeta bir ışık gösterisine imza atacak.

                  Ülkemizden Türk Hava Yolları'nın da reklamını göstereceği Super Bowl karşılaşması bugün oynanacak. Lady Gaga'nın sahne performansı ilginizi çeker mi bilemiyoruz ancak yüzlerce drone'un ışıklarla dans ettiğini izlemek ilgi çekici olsa gerek.

                  Yorum yap

                  • #69

                    Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı Fikirtepe’deki ‘Kentsel Dönüşüm Projesi’ temel atma töreninde ülkemizde ilk kez kullanılacak drone savar sistemi görüntülendi.
                    Drone’ların piyasaya sürülmelerinden önce faydalı alanlarda olduğu gibi tehlike yaratacak şekilde de kullanımı konusunda bir öngörü var mıydı bilinmez. Gözümüzü teknoloji haberlerinden güncel haberlere doğru kaydırdığımızda, söz konusu teknolojinin savaş araçları olarak dahi kullanıldığına şahit oluyoruz. Bunun dışında uçuşların yoğun yaşandığı bölgelerde sağlıksız drone kullanımı, insan hayatını ciddi şekilde tehlikeye atan bir diğer konu başlığı. Bu anlamda birçok ülke, drone savar sistemlerini kullanmaya başladılar. Türkiye de bu ülkeler arasına adını yazdırmış durumda.

                    Başbakan Binali Yıldırım’ın Fikirtepe’de katıldığı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin temel atma töreninde drone savar sistemi ilk kez görüntülenmiş oldu. Görüntüsüyle uzun namlulu bir tüfeği andıran drone savar, radyo frekanslarını kullanarak drone’un iniş yapmasını ya da yönünü değiştirmesini sağlıyor. Bu sistem, drone’a zarar vermeden etkisiz hale getirmeye yönelik.



                    Bunun dışında bir de tamamen yok etme güdümlü görevi bulunuyor. Tehlike arz edeceği düşünülen drone, güçlü lazer ışınları kullanılarak yok ediliyor.

                    Yorum yap

                    • #70

                      Bilim adamları kayıp kıta buldu!
                      Jeolojik çalışmalara gün geçtikçe ilerliyor. Hergün bir yenilik bulunuyor. Ancak bu daha öncekilerine benzemiyor..

                      Dünya sandığımızdan daha büyük olabilir mi?

                      Elbette olabilir. Her gün birçok yeni şey öğreniyoruz bununla birlikte öğrendiklerimizle Dünya'yı bir tık daha anlıyoruz ve bilim adamları 2 milyar yıllık olduğu düşünülen bir kıta buldu. Bu gerçelten çok eski bir kıta. 2 milyar yıllık olduğu düşünülen ve buda zirokon kristallerinin, Mauritus adasınn kendisinden daha yaşlı olduğu anlamına geliyor. Bunların da 9 milyon yaşında olduğu söyleniliyor. Jeoloji bilimi doğayı daha iyi anlamamız adına gelişmiş bir bilim dalı. Bu araştırmalar sonucunda en önemli nokta ise bulunan bu zirkon kristallerinin volkanik aktiviteler sonucunda yeryüzüne ulaştığının düşünülmesi bu da yer altında gizlenmiş bir kıta için güçlü bir ipucu olarak karşımıza çıkıyor.



                      Kıtanın okyanus tabanında parçalanmış olabileceği düşünülüyor. Böylesi bir kıtanın bilim adamları yerini tespit etmekte sorun yaşadığı aşikar. Çünkü kıtanın tabanında parçalanıp kaybolmuş olabilmesi yönünde ciddi etkenler var. Ancak burada yer alan zirkon kristalleri, Madagaskar adasında bulunan zirkonla benzer yaşlanıyor. Yani bilim adamları çok eski tarihlerde Madagaskar ile bulunan bu adanın birleşik olabileceği de düşünülüyor. Bununla birlikte kıta tam olarak bulunamasa da bu araştırmadan Dünya'da keşfedilmeyi bekleyen daha fazla jeolojik kalınınn olabileceğini düşünmekte haksız sayılmayız.

                      Yorum yap

                      • #71

                        YGS’ye Girecek Öğrenciler İçin Bakanlıktan Yeni Kimlik Kartı Açıklaması!
                        İçişleri Bakanlığı, YGS’ye girecek öğrenciler için bir sorun haline gelen yeni kimlik kartları için açıklama yaptı.
                        Bildiğiniz gibi 2017 itibariyle tüm ülke genelinde yeni kimlik kartına geçiş süreci başladı. Bu noktada YGS’ye girecek öğrenciler için kafa karışıklığı yaratan soru için ise İçişleri Bakanlığı’ndan gerekli açıklama nihayet yapıldı.

                        Son dönemde artan yeni kimlik kartı talepleri için gerek internet sitesinde yoğunluktan dolayı çökme yaşanması, telefon hizmetinin ise ulaşılamaması sebebiyle başvuru yapamayan YGS öğrencileri, herhangi bir sorun yaşamamak adına yeni kimlik kartlarıyla sınava girmek istiyor. Bu noktada il ve ilçe nüfus müdürlüklerine direkt olarak başvuru yapan gençler, uzun kuyruklar eşliğinde saatlerce beklemesi gerekmekte.


                        Yeni Kimlik Kartlarının Başvuruları Ne Zaman Başlıyor, Fiyatı Ne Kadar ve Almak İçin Neler Gerekli?
                        Bu noktada kafa karışıklılığını gidermek adına açıklama yapan bakanlık, YGS’de yeni nesil kimlik kartının zorunlu olmadığını, eski nüfus cüzdanları ile öğrencilerin rahatlıkla sınava giriş yapabileceğini belirtiyor. Hatta eğer başvurunuzu yapmış iseniz size temin edilen “Geçici kimlik belgesi†ile de bu sınava giriş yapabileceksiniz.

                        Aşağıdan bakanlıktan gelen resmi açıklamayı okuyabilirsiniz;

                        İçişleri Bakanlığı'ndan YGS'ye Girecek Öğrenciler İçin Duyuru
                        "Yeni kimlik kartlarına başvurular, ülke genelinde, 02.01.2017 itibariyle başlamış olup; bugüne kadar 2 milyon başvuru alınmış, bu başvurular doğrultusunda 750 bin kimlik kartı basılmıştır.

                        Ancak son dönemde, Alo 199 hattından randevu alınmadan, ilçe nüfus müdürlüklerine gidilerek başvuruda bulunulması, yoğunluklara ve uzun bekleme sürelerine neden olmaktadır.

                        Mevcut nüfus cüzdanlarının geçerliliği ve değiştirilmesine ilişkin herhangi bir süre sınırlaması bulunmamaktadır. Vatandaşlarımızın elinde varolan nüfus cüzdanları, yeni kimlik kartları ile değiştirilinceye kadar geçerlidir.

                        Doğum, kayıp, mevcut kimlik kartının geçerlilik süresinin sona ermesi veya tahrifat sebebiyle kullanılmayacak durumda olması gibi, değiştirilmesi zorunlu haller nedeniyle yapılan kimlik başvurularında, "Geçici Kimlik Belgesi" düzenlenmektedir.

                        YGS'ye girecek öğrenciler başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımız, gerek mevcut nüfus cüzdanlarıyla gerekse yeni kimliklerini alıncaya kadar kendilerine verilen geçici kimlik belgeleriyle; sınava giriş, pasaport başvurusu gibi tüm resmi iş ve işlemlerini gerçekleştirebileceklerdir.

                        Bakanlığımız tarafından kimlik kartı başvurularındaki yoğunluğun azaltılması ve nüfus cüzdanını değiştirmek zorunda olanların, yeni kimlik kartı başvurularının hızlı bir şekilde karşılanması amacıyla, ilçe nüfus müdürlüklerimizin mesai saatleri yeniden düzenlenmiş olup; yoğunluklar azalıncaya kadar mesai saatleri haftaiçi saat 19.00’a kadar uzatılmış, başvuruların cumartesi ve pazar günleri de saat 09.00-17.00 saatleri arasında alınmaya devam edilmesi kararlaştırılmıştır.

                        Ayrıca, yoğunlukların karşılanması ve vatandaşlarımıza yeni kimlik kartlarının daha hızlı temini için Alo 199 hatlı randevu sistemimiz de bu düzenlemelerle uyumlu hale getirilmektedir.

                        Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

                        Sonuç olarak ister yeni kimlik kartınız, isterseniz eski nüfus cüzdanınız ya da geçici kimlik belgeniz ile sorunsuz sınava giriş yapabileceksiniz. Bu noktada içiniz rahat olsun gençler

                        Yorum yap

                        • #72

                          Pasifik Okyanusu üzerinde gerçekleşen değişimler Dünya'nın iklimini doğrudan değiştirebilecek kapasiteye sahip. Okyanustaki değişikliklerin, neleri değiştirdiğini okuduğunuzda ise çok şaşıracaksınız.

                          Günümüzde giderek artan bir farkındalık düzeyine ulaşıyoruz. Dünyanın hava durumu küresel bir algı. Gezegenin hava durumu hikayesi ise dünyanın en büyük okyanusu olan Pasifik'te başlıyor.

                          Pasifik Okyanusu, mevsim ne olursa olsun güneş tarafından kavrulur. Dünya ekseninde eğik olduğu için, Pasifik'ün kuzey kesimleri kuzey yazında, güney kısımları ise güzey yazında kavrulur.

                          Isıl enerjinin güneşin ısısındadan etkilenme derecesi, ısının yapınınan katı veya sıvı olduğuna bağlı olarak farklılık gösterir. Yoğun güneş karanlık topraklara yayıldığı zaman, kayalar çok hızlı bir şekilde ısınır. Katılar, fiziksel özelliklerinden dolayı bu sıcağı eşit oranda serbest bırakırlar ve atmosfere geri gönderirler.

                          Aynı yoğun ısı okyanusa yayıldığında, su ilk önce yavaş yavaş ısınır, ancak bir absorbe sürecinden sonra ısı korunur. Hareketli olduğu için, okyanus yakalanan ısıyı çevreler. Okyanus akıntıları ve yüzey rüzgarları, yakalanan termal enerjiyi doğu ile batı arasında veya kuzey ile güney arasında bir yöne doğru iter. Termohalin sirkülasyon olarak bilinen daha az bilinen başka bir okyanus hareketi deseni de bu ısıyı aşağı doğru deniz derinliklerine kaydırabilir. Pasifik, en derin okyanus olmasının yanı sıra en geniş ve en uzun okyanus olduğu için, kendi içinde absorbe edebilen ve dolaşım yapabilen bir ısı miktarına sahiptir.

                          Isı, ölçülemez miktarlarda, genellikle dünya okyanusunda, özellikle gezegenimizin tüm yüzey alanının üçte birini kaplayan Pasifik'te depolanır. Bu ısının büyük kısmı daha sonra atmosferi ısıtır. Bu, okyanusun en yoğun güneş ışınlarına maruz kaldığı yerlerde gerçekleşir: Rropikler arasındaki ekvator boyunca geniş su bandı, mevsim değiştikçe kuzey ve güney yönünde kayan bir bant meydana getirir.

                          Yoğun ısı, deniz suyunun buharlaşmasına ve sıcak havanın yükselmesine neden olur. Çok büyük bulutlar gökyüzünde uçup gider. Hava basıncı yükselirken, bulutların geride bıraktığı boşlukta azalma olur. Soğuk ve ağır hava bu düşük basınç bölgesini doldurmak için kuzeyden ve güneyden akar. Dünya'nın batıdan doğuya dönmesi sayesinde, bu hava içe doğru akıntı yaparken az ya da çok batı yönünde hareket eder: kuzeyden güneybatıya, güneyden kuzeybatıya doğru...

                          Bu soğuk hava üfleme parçaları, kuzey yarımküredeki kuzeydoğu değiş-tokuşu, güneydoğu ekvatorun altındaki değiş-tokuşta önemli hale gelir.

                          Bu tropik-ekvatoral bant, dünyanın iklim özelliklerinin başladığı ve değiş-tokuş rüzgarlarının patladığı yerdir. Musonların hayatlarını başlattığı yer burasıdır. Burada dünyanın tüm siklonları, kasırgalar ve tayfunlar doğar. Ve bu bölgenin Pasifik kısmında dünyanın havasını yaratmak için çok önemli olduğu ortaya çıkan bir dizi meraklı atmosferik ve okyanusal olaylar meydana gelir.



                          Bu olaylar somut ve kaydedilmiş durumdadır. On altıncı yüzyılın sonlarına doğru, Peru'nun kuzeyinde, Ekvador sınırındaki Tambes'den Lima'ya yakın Chimbote limanlarında çalışan Güney Amerikalı balıkçılar, okyanus sularında neler olduğunu not ettiler. Geçim kaynakları buna bağlıydı ve modern hava durumu bilimlerinin bulguları böylece doğdu.

                          Chimbote, Peru, hurma sermayesi olarak tanınmaya başladı. Küçük gümüşi balıklar, denizde sadece otuz iki kilometre olan soğuk sularda şaşırtıcı sayılarda bulundu; Anchovetas adı verilen küçük hamsiler yepyeni bir pazar oluştuşturdu.

                          Yorum yap

                          • #73

                            Volkswagen CEO'su Matthias Müller ile Moskova'da toplantı gerçekleştiren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Volkswagen'e yardım edeceklerini söyledi.
                            Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl içinde Volkswagen, yaşadığı emisyon skandalıyla birlikte hem piyasadan yüzbinlerce aracını geri toplatma durumunda kalmış hem de davalarla karşı karşıya kalmıştı. Bunların hepsi yetmezmiş gibi bir de emisyon skandalı, tüketicilerin şirkete olan güvenini de sarsmıştı.


                            Avrupa Birliği, 7 Ülkeyi 2 Ay İçinde Volkswagen'e Ceza Vermesi İçin Uyardı
                            Son dönemlerde hatalarını gideren ve benzer bir hata yapmamak için bu konu üzerinde titizlikle duran Volkswagen'in CEO'su Matthias Müller geçtiğimiz günlerde Rusya'nın başkenti Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi.

                            Müller ile Volkswagen'in Rusya'daki faaliyetleri hakkında konuşan Putin, Rusya'daki otomobillerin %11'lik kısmının Volkswagen'e ait olduğunu ve Volkswagen'in Rusya'da 50.000'e yakın kişiye iş imkanı tanıdığına değinerek şirketin halini anladıklarını ve her zaman destek olabileceklerini söyledi. Ayrıca Volkswagen'in yakın zamanda Rusya'da yeni bir tesis kurması da planlanıyor.

                            Yorum yap

                            • #74

                              Kuzey Kore, tüm dünyayı karşısına alarak yeni silahlar geliştirmeye ve bu silahları denemeye devam ediyor.
                              Dünyanın geri kalanı için adeta bir kapalı kutu olan Kuzey Kore, nükleer silahlar geliştirme ve bu silahları deneme konusunda geri adım atmadığını bir kez daha gösterdi.

                              Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin ABD'yi ziyaret ettiği sırada balistlik füze denemeleri yapan Kuzey Kore, Japon Denizine bir balistik füze gönderdi.



                              Kuzey Kore'nin batı kısmında kalan Pangyon bölgesinden fırlatılan füze, yaklaşık 500 kilometre havada kalmasının ardından Japon Denizine düştü. Olayın ortaya çıkmasından sonra ABD'de bulunan Şinzo Abe, ABD Başkanı Donald Trump ile kısa bir basın toplantısı yaptı.

                              Japonya Başbakanı Abe, basın toplantısında "Kuzey Kore'nin yaptığı son füze denemesi kesinlikle kabul edilemez. Kuzey Kore, BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymalıdır. Başkan Trump'la yaptığım görüşmelerde o da Japonya'nın yüzde 100 arkasında olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı.

                              ABD Başkanı Donald Trump ise Şizo Abe'in açıklamalarını "Sayın Başbakan. Herkesin Amerika'nın Japonya'nın her zaman arkasında olduğunu anlamasını istiyorum. Japonya bizim iyi bir müttefiğimizdir." sözleri ile destekledi.



                              Kuzey Kore'nin bu hamlesinin hem ABD'ye hem de Japonya'ya yönelik bir gövde gösterisi olduğu söylenmekte. Buna karşın ABD de bazı hamleler yapmaya hazırlanıyor. Bu hamleler arasında Kore yarımadası ve çevresindeki Amerikan deniz ve hava askeri gücünün artırılması ile yeni füze savunma sistemleri yerleştirilmesi de var.

                              Yeni silahlar geliştirmeye ara vermeden devam eden Kuzey Kore'nin lideri Kim Jong Un, yeni yıl için yaptığı konuşmasında kıtalararası balistik füze testini her an yapabileceklerini açıklamıştı.

                              Yorum yap

                              • #75

                                Uzman Psikolog Merve Demir, küçük yaştaki çocuklara telefon ya da tablet gibi elektronik cihazların alınmasının yanlış olduğunu söylüyor.
                                Artık elektronik aletlerin kullanım yaşı inanılmaz ölçüde düşmüş durumda. Gündelik hayatınızda muhakkak karşılaşmışsınızdır; küçük kardeşinizin ya da bir tanıdığınızın çocuğunun ellerinden artık tabletler, akıllı telefonlar düşmüyor. Uzman Psikolog Merve Demir, ebeveynlerin bu konuda çok dikkatli olmaları gerektiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu:

                                "Erken yaşlarda bu tip teknolojik ürünlerin kullanımı, çocuk için bazı becerilerin gelişmesini geciktirebilir. Örneğin; küçük yaşta yoğun bir şekilde tablet kullanmaya başlayan bir çocuğun, konuşma becerileri yaşıtlarının gerisinde kalabilir. Çünkü çocuklar tabletle oynarken konuşma ihtiyacı hissetmezler. İnternet kullanımının içeriğinin, anne-babanın kontrolünde olmaması diğer hata. Çocuğunuzun hangi sitelere girdiğini kontrol etmediğinizde, kötü niyetli insanların ona ulaşma riskini de arttırmış olursunuz. Çocuk için güvenli internet hizmeti gibi bir uygulamanın kullanılmamasına dikkat etmek gerekiyor. Çocuklar internette hangi sitelerin kendileri için uygun, hangilerinin uygun olmadığını bilemezler. Hatta pek çok oyun sitesinde küfür, pornografik görüntüler gibi uygunsuz içerikle karşılaşabilirler. Bu tip programlar sayesinde çocuğunuzu bu olumsuz içerikten korumuş olursunuz. Çocuk kendisi için eğlenceli olan bir oyunu oynarken, ne zaman durması gerektiğini bilemez. Bu sebeple günlük belirli bir sürenin olmaması, çocuğun tabletle uzun süre vakit geçirmesine sebep olabilir."



                                Çocukların küçük yaştan itibaren elektronik cihazlarla tanışmalarının onlarda ‘bağımlılık’ dürtüsünü ortaya çıkardığını söyleyen Demir, "Çocuklar oynadığı oyunu bitirmek istemezler, yemek yemek yerine bilgisayarda oyun oynamayı tercih edebilirler. Tabletle oynamak için daha az uyumaya, sizinle daha az sohbet etmeye, ödevlerini yapmamaya başlayabilirler. Arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmek, okula gitmek istemeyebilirler. Toplumsal yaşamdan kaçıp, içine kapanabilirler. İnternet kullanması engellendiğinde aşırı tepkiler verebilirler. Çocuğa sorun çıkardığı zamanlarda tablet, telefon verilmesi yanlış davranışın ödüllendirilmesi anlamına gelir. Bu şekilde çocuk hangi davranışın doğru, hangisinin yanlış olduğunu öğrenemez. Çocuğa yemek yedirirken dikkatini dağıtmak için eline tablet ya da telefon vermek sıklıkla yapılan bir hata. Bu şekilde çocuk yediği yemeğin farkında olamaz. Ne kadar ne yediği üstünde kontrol sahibi olamaz. Bu da gelecekte görülebilecek yeme sorunlarına örneğin şişmanlığa zemin oluşturur. Ayrıca bu şekilde yemek yedirildiğinde çocuk, annesi tarafından kandırılmış olur. Bu da aralarındaki güven ilişkisini zedeler Anne ve babasının çocukla oynaması, çocuğun hem zihinsel hem de duygusal gelişimi için çok önemlidir. Bunun yerine konulabilecek bir teknolojik alet de yoktur. Bu sebeple anne babalar, diğer işlerinden vakit ayırıp çocukları ile oyun oynamalıdır" diyor.



                                Özellikle de internet kullanımının kesinlikle sınırlandırılması gerektiğini söyleyen Demir, internetin çocuklar pazarlık aracı olmaması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

                                "Anne-babalar; çocukla ilgili net sınırlara sahip olmadıklarında, sıklıkla çocukla pazarlık yapmaya başlarlar. Bu pazarlık da çoğu zaman, internet kullanımı üzerinden olur. 'Ödevini yaparsan istediğin kadar tabletinle oynayabilirsin' gibi konuşmalar oldukça yanlıştır. Çünkü bu tutum karşısında çocuk da anne ve babasıyla pazarlık yapmaya başlayabilir. Çoğu okulda teknolojik aletlerin, özel durumlar dışında okula getirilmesi yasaktır. Çünkü bu tip teknolojik aletler, çocuğun teneffüste bahçeye çıkıp arkadaşları ile oynamak yerine, sınıfta hareketsiz kalıp tabletle oynamasına sebep olabilir. Sosyalleşmesine engel olabilir. Ayrıca tablet ya da telefonu olmayan çocuklar açısından da kıskançlığa sebep olabilir. Çocuğu teknolojik aletlerden tamamen uzak büyütmek de günümüzde çok gerçekçi bir tutum değildir. Bu, çocuğun çağın dışında kalması, arkadaşlarından bazı konularda eksik olması anlamına gelir. Ancak internet kullanımı sınırlı olmalıdır."

                                Yorum yap

                                Hazırlanıyor...
                                X