Bilgisayar Donanım hakkında önemli detaylar

[Mehmetkarahanlı]

@mehmetkarahanlı@

Gelişen teknolojideki son versionlardaki aşamalar dahilinde

Öncelikle format esnasında kullanacağınız Usb belleğinizi biçimlendirdikten sonra “Windows Usb Dvd Tool” aracını buradan indiriyoruz.1) İlk olarak programımızı başlatıyoruz ve aşağıdaki resimdeki gibi BROWSE ye tıklıyoruz ve yazdıracağımız İSO dosyasını seçiyoruz. Daha sonra NEXT diyerek devam ediyoruz.



2) Şimdi USB DEVİCE butonuna tıklıyoruz.

3) Ve son aşamaya geldik. Burada ilk olarak sol taraftan Formatı yazdıracağımız USB Belleği seçiyoruz ve BEGİN COPYİNG butonuna tıklıyoruz.


4) Eğer USB Bellek boş ise yazdırma işlemi başlayacaktır. Fakat USB Bellek içerisinde dosya varken şöyle bir uyarı verecektir. Bu uyarıda da USB ‘ye formatı yazdırmadan önce Biçimlendirmem gerekiyor biçimlendireyim mi diye soruyor. Erase USB Device diyerek formatlayarak işleme devam ediyoruz.



Bütün işlemler bu kadar ve format işlemi başladı.Aşağı yukarı 10-15 dakika arasında yazdırma işlemi bitecektir.

[Mehmetkarahanlı]

AMD, yeni iş istasyonu grafik kartları Radeon Pro WX Serisi’nin satışa sunulduğunu duyurdu.

Radeon Pro WX serisi profesyonel grafik kartları, içerik üretiminde ezber bozan, profesyonel ayarlı, gerçek zamanlı oyun motorlarının ve sanal gerçekliğin yükselişi ve yeni API’ların (DirectX12 ve Vulkan) ve açık kaynak kodlu uygulamaların ve araçların artan popülerliği gibi dönüm noktaları göze alınarak geliştirildi. Bu yeni seri, onları “İmkansızı Başarma Sanatı” yolunda güçlendiren açık kaynak kodlu yazılım ve yüksek performanslı ve çok özellikli donanımlara sadık profesyoneller için devrimsel bir yaklaşımı temsil ediyor.

Polaris mimarisi ile geliştirilmiş grafik yongalarını, 4. nesil Graphics Core Next teknolojisi ile birleştiren Radeon Pro WX Serisi profesyonel grafik kartları 14nm FinFET süreci ile üretildi. Gelecek odaklı görüntüleme desteği sunan bu yongalar DisplayPort üzerinden 5K HDR, HEVC kodlama ve kod çözme ve VR için TruAudio Next desteği sunarken güç tüketimi konusunda muazzam verimlilik sağlıyor. Üstün kaliteli malzemeler ile üretilen Radeon Pro WX grafik kartları 24/7 VIP müşteri desteği, 3 yıllık sınırlı garanti ve isteğe bağlı 7 yıl genişletilmiş garanti seçeneği sunuyor.

Radeon Pro WX 4100

10 Kasım’dan itibaren 399 USD tavsiye edilen satış fiyatı ile kullanıcılara sunulacak olan Radeon Pro WX 4100, küçük form faktörlü, şık bir sistem ihtiyacı duyan CAD profesyonellerine muhteşem performans sunuyor. WX 4100 grafik kartı dünyanın 2 TFLOPS tek duyarlıklı performans bariyerini aşan ilk düşük Profilli iş istasyonu grafik kartı olarak rakip kartlara kıyasla aynı gücü tüketerek sunduğu 2.4 kat fazla performansla dikkat çekiyor.

İçerdiği 4GB GDDR5 bellek ve 16 işlem birimi (1024 akış işlemcisi) ile kullanıcıların 4 adet 4K monitörde veya rakip kartlarda bulunmayan bir özellik sayesinde tek bir 5K monitörde 60Hz’a kadar görüntü alabilmesine imkan sağlıyor.

Radeon Pro WX 5100

18 Kasım’dan itibaren 499 USD tavsiye edilen satış fiyatı ile kullanıcılara sunulacak olan Radeon PRO WX 5100 grafik kartı, 75W güç harcayarak sağladığı 3.9 TFLOPS tek duyarlıklı bilgi işlem performansı ile sınıfının en hızlı grafik kartı olarak dikkat çekiyor. Günümüz sarmalayıcı bilgi işlem döneminin gittikçe popülerleşen uygulamaları oyun motorlarının, geleneksel tasarım uygulamalarına ve render araçlarına entegre edilmesi ile beraber tasarımcıların güçlü donanım ihtiyacı da artış gösterdi.

Radeon Pro WX 5100 grafik kartı 8GB GDDR5 belleği ve 28 işlem birimi (1792 akış işlemcisi) ile Siemens PLM Software NX üzerinde rakip kartlara kıyasla %41’e kadar daha yüksek performans sağlıyor. Bu yeni grafik kartı sunduğu yüksek doğruluk ve yüksek çözünürlüklü gerçek zamanlı görselleştirme ile özellikle otomotiv ve mimari gibi önemli endüstrilere hizmet veriyor.

Radeon Pro WX 7100

10 Kasım’dan itibaren 799 USD tavsiye edilen satış fiyatı ile kullanıcılara sunulacak olan Radeon Pro WX 7100 tek bir yuva üzerinde 5.7 TFLOPS tek duyarlıklı işlem performansı sunabilen, VR içerik üreticileri için ideal bir çözüm. 8GB GDDR5 bellek ve 35 işlem birimi (2304 akış işlemcisi) ile donatılan bu kart, Dassault Systèmes SOLIDWORKS 201511 uygulamasında sınıfındaki rakip grafik kartlarına göre %45’e kadar daha fazla performans sağlıyor. Radeon Pro W7100, tasarım, üretim ve medya ve eğlence iş akışlarında VR kullanımı artmasına paralel olarak ihtiyaç duyulan sarmalıyıcılığı sağlamak üzere gereken gücü veriyor.

Radeon Pro Software Enterprise Sürücüsü ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım Desteği

Radeon Pro WX Serisi grafik kartlarının en iyi deneyimi sunmaları için AMD kısa bir süre önce profesyonellerin ihtiyaçlarını, AMD’nin gelecek nesil grafikleri ile birleştirmek üzere geliştirdiği Radeon Pro Software Enterprise Sürücülerini duyurdu.

Radeon Crimson Edition’un kullanıcılara sunulmasıyla başlayan AMD’nin yazılıma yönelik hızlı girişimleri, profesyonelleri de kapsayacak şekilde genişletildi. Yeni yazılım sapasağlam bir kararlılık, olağanüstü performans ve genişletilmiş üretkenlik özellikleri sunuyor.

Radeon Pro Software Enterprise sürücüleri, tahmin edilebilir sürüm yayın günleri, her ayın dördüncü Perşembe’sinde sunulan güncellemeler ve genişletilmiş destek sunuyor. Bu sürücüler birçok iş istasyonu uygulaması tarafından profesyonel kullanım için onaylanmıştır.

[Mehmetkarahanlı]

Spotify Sabit Diskinizi Dolduruyor Olabilir!

Bilgisayarınızın sabit diski şüpheli biçimde dolduysa, bunun sorumlusu işte bu uygulama olabilir!




Sabit diskiniz sebenini anlamadığınız bir biçimde dolup taşıyor mu? Bunun sebebi Spotify'daki bir sorun olabilir.
Popüler müzik dinleme uygulaması Spotify'ın Windows aracının uygulamayı kullanmadığınız, müzik dinlemediğiniz sırada bile sabit diski yüzlerce gigabaytlık dosyayla doldurduğu anlaşıldı. Sorunun beş aydan uzun bir süredir yaşandığı düşünülüyor.
Spotify forumları, sorundan şikayetçi olan kullanıcılarla dolup taşarken Spotify'dan yeni gelen bir açıklama, firmanın durumdan haberdar olduğunu gösteriyor. Açıklamaya göre sorun, Spotify'ın masaüstü istemcisinin yeni yayınlanan 1.0.42sürümünde onarılmış bulunuyor.
Bu tür bir sorun geleneksel sabit disk kullanıcıları için şüphesiz oldukça can sıkıcı. Ancak SSD kullanıcıları için sorun ikiye katlanıyor çünkü SSD'ye sürekli veri yazılması, diskin ömrünün daha hızlı tükenmesi anlamına geliyor. Terabaytlarca verinin tekrar tekrar yazılması, SSD'nin ömrünü ciddi biimde kısaltabilir.
Spotify'ın henüz dağıtmaya başladığı 1.0.42 sürümü, bu sorunu çözüyor ve bazı kullanıcılar, bunu doğrulamış durumda.

[Mehmetkarahanlı]

DM Parmak İzi Okuyuculu Şifreli USB Bellek, sizden başka kimsenin erişmesini istemediğiniz önemli dosyalarınızı koruma altına almanızı sağlıyor.
Hepimizin zaman zaman kimsenin erişmesini istemeyeceğimiz önemli dosyaları oluyordur. Bu dosyalar bazen kişisel hayatımızla ilgili, bazen de bizden başka kimsenin görmemesi gereken önemli iş dosyaları da olsa, gizlemek istediğimiz dosyaları özel bir şifreleme yöntemi olmadan saklamamız çok zor.

Tam da bu amaçla kullanabileceğiniz DM Parmak İzi Okuyuculu USB Bellek, üzerindeki parmak izi okuyucu sayesinde şifreleniyor ve siz parmak izinizi okutmadan bu usb bellekteki dosyalara erişilemiyor. Üstelik mevcut hafızayı ikiye bölerek, belli bir alanı şifreli belli bir alanı da şifresiz kullanabiliyorsunuz. Yani, 32GB belleğin 16 GB'ı parmak izinizi okumadan görüntülenemezken, diğer 16GB parmak izinizi okutmadan da görüntülenebiliyor. Bu durum tamamen size kalmış.



Tüm cihazlarla uyumlu mu?
DM Parmak İzi Okuyuculu USB Bellek, normal USB belleklerin uyumlu bir şekilde çalıştığı tüm cihazlarda kullanılabiliyor ancak ilk etapta bu usb belleğe parmak izinizi tanımlarken Windows işletim sistemli bilgisayara ihtiyaç duyuyorsunuz. Parmak izinizi tanımladıktan sonra bu usb belleği kullanırken harici bir programa gerek kalmadan parmak iziyle şifrelenen dosyalarınıza erişebilir ya da yeni dosyaları bu USB belleğe aktarabilirsiniz.

32GB ya da 64GB depolama alanlı olmak üzere iki farklı depolama seçeneği bulunan DM Parmak İzi Okuyuculu Şifreli USB belleği bu bağlantıya giderek Teknostore üzerinden satın alabilirsiniz

[Mehmetkarahanlı]

Corsair firmasının üretmiş olduğu oyuncu ekipmanlarını Türkiye'de de oyuncular olarak yakından takip ediyoruz. Biz de bu hafta tam 12 bin DPI'a sahip Corsair Scimitar RGB Moba/MMO türündeki oyuncu mouse'unu inceledik. Detaylar ve mouse'nin efsanevi performansını sizlerle paylaştık.

Corsair Scimitar RGB Neler Sunuyor ?

İlk olarak mousenin tasarımından bahsetmek istiyorum. Zaten aşağıdaki görsellerde de görmüş olduğunuz üzere mükemmel bir yapısı ve görünümü var. Sol tarafta bulunan makro tuşları şimdiye kadar alışmış olduğumuz oyuncu mouselarından çok farklı.

Arayüze giriş yaparak her tuşa bir makro ataması yapabiliyorsunuz. Yani diyelim ki online bir oyunda kombo yapmanız gerekti ve aynı anda bir kaç tuşa birden basmak size eziyet geliyor. İşte bu sırada 12 adet makro tuşundan birisine atama yaparak birkaç tuşun işlevini tek bir makroya sığdırarak yapabiliyorsunuz. Böylece hem çok daha hızlı hemde yorulmadan kombo yapabilmek mümkün oluyor.

Bir de mouse için özel Corsair Utility Engine arayüzünden değiştirmiş olduğunuz renkler ile adeta birer şaheser oluşturabiliyorsunuz. Zaten video içinde de belirttim; mouse elinize aldığınız zaman o kaliteyi gerçekten hissedebilmek mümkün.

Arayüze giriş yaptığınızda toplamda beş farklı alanı dokuz farklı şekilde değiştirebiliyorsunuz. İsterseniz yanıp sönen renk efektini aktif edin, isterseniz kalp atışı, isterseniz nefes alma gibi pek çok renk geçişini atayabilmek mümkün. Zaten arayüzün kullanımı çok kolay olduğu için zorlanacağınızı sanmıyorum.

Tasarım Konuşuyor

Sarı ve siyah alaşımlı ele oturan yüzeyi ile birlikte gelen Corsair Scimitar RGB mouse, lazer okuma, 1.8 metre kablo uzunluğu ve sol tarafta bulunan makro atama tuşları ile ön plana çıkıyor. Genellikle orta ölçekli ele sahip olan oyuncular için ideal diyebileceğimiz bu mouse, renk arayüzü ile de mükemmel kombinasyonlar sunuyor.

Açıkçası normal gamer mouselara göre tasarımı çok güzel diyebilirim. Olduğu yerde "ben buradayım" diyerek çevremizden de oldukça güzel tepkiler aldık. Bir de Corsair markasının kalitesi eklenince işin rengi değişiyor.



Orijinal boyotunu görüntülemek için buraya tıklayın 800x533px.


Performans

Öncelik olarak böyle bir mouseyi satın almayı düşünüyorsanız, performans tarafında amacınıza ulaşabileceğinizi net söyleyebilirim. Ben bu mouseyi League of Legends'ta denedim. Normal kullandığım mouse göre çok daha başarılı olduğumun altını çizmek isterim. Çünkü DPI kavramı her zaman ön plana çıktığı için, mousenin okuma hızının iyi olması sizin tepkilerinizi milisaniyelik ayarlarda geliştiriyor.

DPI tarafında minimum 1000 maksimum 12.000 DPI görebildiğimiz gibi, maksa çektiğinizde mouseyi tutabilene aşk olsun. Tabii ki bu DPI değeri kullanılamaz diye bir kaide yok. CS Go veya LoL gibi anlık tepkime isteyen oyunlarda mükemmel performans sağlayabiliyor.



Orijinal boyotunu görüntülemek için buraya tıklayın 800x533px.


Fiyat ve Alınabilirlik

Şimdi geldik bu oyuncu mousesinin fiyatına ve alınabilirliğine. Net şunu söyleyebilirim; eğer oyuncu değilseniz Corsair Scimitar RGB mouse size uygun değil. Oyuncular için ideal olan bu mouse performans serisi olduğu için Moba ve MMO oyunlarına göre tasarlanmış.

Şuanda piyasa satış fiyatı 461 TL olan Scimitar'ı satın almak isterseniz buraya tıklayarak detaylara ulaşabilirsiniz.

Teknik Özellikler


Corsair Scimitar RGB Mouse



Üretici Firma
Corsair


Çıkış Tarihi
2015


Ağırlık
147 gram


Boyutlar
119.4 mm x 77 mm x 48.8 mm


Sensör Tipi
Lazer Optik


DPI
Minimum 100 maksimum 12.000


Programlanabilirlik
17 tuşa kadar


Arka Aydınlatma
4 Zone RGB


Tepkime Hızı
1000Hz/500Hz/250Hz/125Hz


Dahili Bellek
Mevcut


Oyun Tipi
MOBA ve MMO


Kablo Uzunluğu
1.8 metre


Yazılım
Corsair Utility Engine


Piyasa Satış Fiyatı
461 TL

[Mehmetkarahanlı]

WD, Kasım ayının ortasından itibaren Türkiye’de satışa sunulan ilk WD markalı SSD’leri WD Blue ve WD Green ile yeniden tasarlanan My Passport ve My Book sabit sürücülerini tanıttı.



SanDisk'i bünyesine katan Western Digital, daha sonrasında ürün gamını da güncelledi. Kasım ayı itibariyle ülkemizde satışa sunulan WD SSDmodelleriyle beraber yenilenen taşınabilir diskler tanıtıldı.
WD'nin yeni SSD'leri

İlk kez WD markasıyla piyasaya sürülen SSD’ler; performans, pil ömrü ve verimlilik açısından taşınabilir ve masaüstü PC’ler için iddialı bir çözüm olarak pazara giriyor.


Orijinal boyotunu görüntülemek için buraya tıklayın 1000x1000px.


HDD disklere göre, daha sessiz çalışan ve ısınma sorununa neden olmayan WD SSD’ler, daha az güç ve ısı kullanarak işlem yapma becerisine de sahip. WD SSD’ler, kullanıcılara performans ve kapasite takibi için ücretsiz WD SS Dashboard yazılımı da sunuyor.
SSD serisinden WD Blue SSD, daha yüksek performans arayanlara ve hız sınırlarını zorlamak isteyenlere hitap ederken; WD Green SSD uygun fiyatla yüksek performans arayan kullanıcılar için ideal bir seçenek oluşturuyor.
SanDisk yoluna devam ediyor!

WD yetkililerine sorduğumuz sorulara aldığımız cevaplarda, SanDisk'insektöründe çok büyük bir isme sahip olduğu, bu yüzden marka yapısının değiştirilmeyeceği bilgisini aldık. Yani bundan sonraki süreçte de SanDisk, yoluna SanDisk olarak devam edecek.
My Passport ve My Book yenilendi

Modern ve yenilikçi bir bakış açısıyla yeniden tasarımlanan My Passport ve My Book; estetik görünümü ve hafifliği ile dikkat çekiyor.
WD’nin kullanıcı ihtiyaçlarına odaklanarak geliştirdiği yeni sürücüler, şifre koruması ve donanım şifrelemesi de içerdiğinden; veri depolama işlevinin yanı sıra, kullanıcı deneyimini kişiselleştirme imkanı da oluşturuyor.
Siyah, sarı, kırmızı, beyaz, turuncu ve mavi olmak üzere, altı canlı renk seçeneğiyle sunulan My Passport sürücüleri ile siyah ve şık tasarımıyla öne çıkan My Passport for Mac, artık daha şık ve estetik.

[Mehmetkarahanlı]

Qualcomm, yaptığı açıklama ile Snapdragon çipsetlerinde bug bulanlara 15.000 Dolar ödül verileceğinden bahsediyor.
Günümüzün en yaygın mobil işlemci üreticisi olan Qualcomm, Snapdragon adını verdiği işlemcileri ve LTE modemleriyle binlerce hatta milyonlarca telefonda yer alıyor. Şimdiye kadar özellikle Snapdragon 810 modelinde sorunlar yaşasa da üstesinden gelen Qualcomm, şimdi yeni çipsetlerinde sorun yaşamamak içni geliştiricilerden yardım istiyor.

Resmen bir Bounty Programı başlatan firma, bundan sonra Snapdragon çipsetleri ve modemlerinde bug bulan kişilere 15.000 Dolar'a kadar ödül vereceğini açıkladı. İşlemcinin bir açığını bulmak, işevinde değişiklik yapmak gibi farklı detaylar ile çipsete erişip sorunları bulan, ortaya çıkartan hackerler 15.000 Dolar gibi bir ödül kazanabilecekler.



Özellikle Snapdragon 400, Snapdragon 615, Snapdragon 801, Snapdragon 805, Snapdragon 808, Snapdragon 810, Snapdragon 820 ve Snapdragon 821 çipsetleri ile Snapdragon X5, Snapdragon X7, Snapdragon X12 ve Snapdragon X16 modemlerine odaklanılmasını isteyen Qualcomm'un açıkladığı detaylara göre hangi açığa ne kadar ödül verileceğini .

[Mehmetkarahanlı]

SSD’ler temel olarak HDD’lerden daha farklı bir yapıya sahipler. Bu yüzden belirli bir ömürleri var ve bu süre hesaplanabilir.

Sabit disklerin yüzeyindeki bitler bir bozuk sektör oluşana kadar sınırsız sayıda yazılıp silinebilir. Ancak SSD’lerde her bir bit alanı sadece belirli sayıda yazma işlemine dayanabilmektedir. SSD’lerde her bit yazma işleminde ilgili hücre boş ise yazma işlemi yapılır ancak hücre boş değilse önce silme ardından yazma işlemi yapmak gerekir. Zaman içinde bu işlemler hücrenin diğer hücreler ile olan komşu duvarlarının aşınmasına ve bir gün geldiğinde artık veri tutmamasına neden olur. Bu durum gerçekleştiğinde SSD hızla ölmeye başlar.

Farklı üretim teknikleri ile üretilmiş SSD’lerde bu ölüm süresi farklılık gösterir ama temelde SSD içinde ne kadar bit olduğu ve bunların ne sıklıkta yazıldığı önemlidir.

MLC (Multi-Level Cell) adı verilen teknik ile üretilen SSD’lerde her bir hücrenin ömrü 3.000 yazma işlemi kadardır. TLC (Triple-Level Cell) yöntemi ile üretilen SSD’lerde ise bu sayı 1.000 civarında olur. Maalesef TLC üretim yöntemi daha yoğun şekilde bit hücresine izin verdiği için üreticiler genellikle bu yöntemi kullanmayı tercih ediyorlar. Bu yazımızda ise henüz çok yaygınlaşmayan 3D NAND belleklere hiç girmeyeceğiz.

Genellikle SSD’nin genel ömrünü üzerine yazılan veri miktarından anlamak mümkündür. Bu değer Samsung’un 850 EVO SSD’si için 150 TB civarındadır. Genelde pek çok SSD için bu değer 75 ila 150 TB arasında değişir.

Samsung’s Magician softwarePek çok üretici SSD ile birlikte verdiği veya internetten indirebileceğiniz ugulamaları ile SSD üzerine yazılan veri miktarını gösterir.

Bu uygulamaları kullanarak SSD’niz ölmeye yaklaşmadan bir yedek almanızda fayda var. Aksi takdirde hiç beklemediğiniz bir anda veri kaybı yaşamaya başlayabilirsiniz.

İşte bazı üreticilerin SSD takip ve izleme uygulamalarının linkleri.

Samsung SSD Magician, Crucial, Sandisk ve Intel. Ayrıca üçüncü parti bir ürün olan CrystalDiskInfoda kullanabilirsiniz.

[Mehmetkarahanlı]

Tüm cihazlarınız arasında dosyaların senkronizasyonu, ancak dosyaları doğru yere yerleştirmeniz kadar yararlıdır. Bu yokken kritik dosyalara uzaktan erişim sağlamak için bir yedek planınız olması kullanışlıdır.

Potansiyel bir çözüm olarak daha önce Chrome Remote Desktop’a bakmıştık. Şimdi ise günlük rutininizin zaten bir parçası olabilen uygulama ve servisleri kullanarak dosyalara erişim sağlamanın iki farklı yoluna bakacağız.

Telefondan PC’ye

remotefiles
PushBullet Remote Files adlı yeni bir uzaktan erişim özelliğine sahip

Popüler medya paylaşım uygulaması Pushbullet uzun özellikler listesine yakın zamanda cihazlar arasında dosya alışverişi için uzaktan erişimi ekledi. Remote Files adlı bu yeni özellik PC’nizdeki dosyalara Android cihazınızdan erişim imkanı tanıyor.

Remte Files’ı kullanmak için telefonunuz üzerinde Pushbullet’ın Android uygulamasına ve tabi Pushbellet’ın masaüstü programına ihtiyacınız var; browser eklentisi burada işe yaramıyor.

Her iki uygulama çalışır durumdayken masaüstü programını açın ve Setting’e gidin. Ardından aşağı inerek “Remote Files accessâ€� yanındaki kutuyu işaretleyin.

Bundan sonra telefonunuzun bilgisayarın erişim için hazır olduğunu anlamasını sağlamak için birkaç dakika verin. Ardından telefonunuz üzerinde Pushbullet’ı açın, sol üst köşedeki “hamburgerâ€� menü ikonuna basın ve açılır navigasyon panelinden Remote Files’ı seçin. Burada bilgisayarınızın adını görmelisiniz. Üzerine bastığınızda kullanıcı hesabınızda kayıtlı dosyalara tam erişime sahip olacaksınız. (Pushbullet’i kullanarak sistem dosyalarına erişemezsiniz.)

Telefonunuzun dosyalara uzaktan erişebilmesi için Pushbullet’ta aklınızda bulundurmanız gereken tek şey PC’nizin açık ve Internet’e bağlı olma zorunluluğudur.

Remote Files ücretsiz ama dosya transferinde 25 MB limiti var ve firma özelliği aylık bazda kısıtlı olarak ((ama transfer miktarı henüz belirsiz)) kullanabileceğinizi söylüyor. Yıllık 40 dolar, aylık ise 5 dolara pro hesabına geçerek bu kısıtlamalardan kurtulabilirsiniz.

[Mehmetkarahanlı]

OneDrive

Microsoft Windows 8’den 8.1’e terfi ettiğinde, OneDrive’ın dosyaları paylaşma, diğer adıyla uzaktan erişim özelliğini kaldırdı. Windows 10’da bu özellik geri geldi. OneDrive masaüstü uygulamasını indirdikleri takdirde Windows 7 kullanıcıları da bu özelliğe sahip olabilir.

onedrivesettings
OneDrive’ın masaüstündeki ayarlarından devreye sokarak dosya paylaşımına başlayın.

Windows 10’da uzaktan erişimin çalışması için tüm yapmanız gereken görev çubuğunun sağ tarafındaki sistem tepsisinde yukarı önlü ok üzerine tıklamak, ardından OneDrive ikonu üzerinde sağ tıklayıp Ayarlar’ı seçin. Bir pencere açılacak. Ayarlar Sekmesi’ne tıklayın ve “OneDrive’ın bu bilgisayardaki dosyalara erişmesine izin ver” yanındaki kutuyu işaretleyin.

Ardından OneDrive.com’u açın ve sol bölümde Bilgisayarlar bölümünden kendi bilgisayarınızı seçin. Yeni bir sekme açılacak ve buradan PC’niz üzerindeki dosyalara erişebileceksiniz.

Pushbullet’de olduğu gibi OneDrive’ın dosya paylaşım özelliğinin çalışabilmesi için PC’nizin açık ve Internet’e bağlı olması gerekiyor.

Uzaktan erişim muhtemelen çok sık ihtiyacınız olacak bir şey değil ama ona gerçekten ihtiyacınız olduğunuz durumlarda cebinizde hazır bulunması harika; çünkü ona ihtiyaç duyduğunuzda, gerçekten ihtiyaç duyarsınız.

[Mehmetkarahanlı]

Wi-Fi’in evinizde büyük kolaylık sağladığı bir gerçek ama birlikte getirdiği sıkıntılar da yok değil. Wi-Fi’ın en büyük sorunlardan bir tanesi esasında kullanıcıyla bağlantılı: ağ parolasını unutmak. Hepimizi başına geldi. Uzmanlardan rastgele, uzun Wi-Fi parolaları oluşturmamız konusunda tavsiye alıyoruz ve ardından bu karmaşık parolayı kaybediyor ya da unutuyoruz.

Daha önceden ayarları yapılmış bir makine için bu problem değil ama bir misafiriniz geldiğinizde ya da TV’niz için eve yepyeni bir Chromecast getirdiğinizde bu bir sorun teşkil edebilir.

PC’nizden kaybolmuş gibi gözüken parolaları nasıl geri alacağımıza bakalım.

[Mehmetkarahanlı]

Bağlantı mevcutken

Windows 7 kullanıcıları için halihazırda bağlı oldukları ağdan parolayı geri öğrenmek kolay. Buradaki yönergeler Windows 10’a yönelik ama genel olarak Windows 8.1, 8 ve 7 için aynı. Eğer işletim sistemine özel yönergeler isterseniz, Microsoft’un yardım sayfasını kontrol edebilirsiniz.

Windows 10’a Başlat menüsü üzerinde sağ tıklayın ve Denetim Masası’nı seçin. Kategori görünümü seçili haldeyken Ağ ve Internet > Ağ ve Paylaşım Merkezi üzerine tıklayın.

Pencerenin üstünde mevcut bağlantılarınızın listelendiği “Etkin ağlarınızı görüntüleyin” adlı bir bölüm göreceksiniz. “Bağlantılar” olarak listelenen mavi link üzerine tıklayın.

wirelessproperties
Windows 7 ve yukarısı mevcut Wi-Fi ağınızın parolasını gösterebilir.

Bu Wi-Fi Durumu adlı bir pencere açacak. Şimdi Kablosuz Özellikleri’ne, ardından da Güvenlik sekmesine tıklayın. Burada Wi-Fi parolasının bir dizi noktayla temsil edildiği “Ağ güvenlik anahtarı” adlı bir metin kutusu göreceksiniz. Nokta sayısının asıl parolanızın uzunluğuyla eşit olmamasını dert etmeyin zira bunlar sadece yer tutucu.

Parolanızı görmek için Karakterleri göster kutusuna tıklayın ve parolanız ağ güvenlik anahtarı bölümünde görünür hale gelecek. Artık onu kopyalayabilir ya da bir başkasına gösterebilirsiniz.

[Mehmetkarahanlı]

Wi-Fi geçmişiniz

Halihazırda bağlı olduğunu ağın parolasını öğrenme ihtiyacı duyduğunuzda yukarıdaki işlem yeterince kolay ancak PC’nizde ihtiyacınız olabilecek çok sayıda kayıtlı Wi-Fi parolası olabilir.

Bunları öğrenmenin en basit yolu Nirsoft’un WirelessKeyView adlı ücretsiz uygulaması gibi ekstra yardım gerektirebilir. Program bir zip dosyası olarak iniyor. Dosya içeriğini istediğiniz bir konuma açın ve akabinde içindeki exe dosyasını çalıştırın. Dosyanın adı programın adıyla aynı; WirelessKeyView.exe.

wkv

Program PC’nizin kaydetmiş olduğu tüm Wi-Fi ağ parolalarını bir listesini açacak. Bunların çoğu Key (ASCII) bölümü altında görüntülenmiş olabilir ama eğer burada anlamsız şeylere görürseniz o zaman Key (Hex) bölümünü deneyin.

WirelessKeyView’in kullanımı oldukça basit ama ondan hoşlanmadıysanız Magical Jelly Bean WiFi Password Revealer gibi çok sayıda başka alternatifler de mevcut.

Artık kayıp parolalarınızı bulduğunuza göre bunları bir parola yöneticisi içerisine kaydetmek için iyi bir zaman olabilir.

[Mehmetkarahanlı]

Teknoloji ilerledikçe bilgisayarlarımız eskiyor, gidiyor, yerine yenileri geliyor. Son dönemde çokça tercih edilmeye başlanan Mac bilgisayarlar ve MacBook’lar da çoğu PC kullanıcısının ilk başta yabancılık çekebileceği, farklı cihazlar. Daha önce yeni bir PC alında yapılması gerekenleri farklı başlıklar altında toplamıştık, kullanıcılarımızdan gelen talep üzerine benzer bir yazıyı da OS X işletim sistemiyle çalışan bilgisayarlar için kaleme almaya karar verdik. Yeni bir Mac kullanıcısı olarak, bu farklı dünyanın kendine has özelliklerini ve kolaylıklarını öğrenme zamanı geldi.



Her şeyden önce OS X ile çalışırken işlemlerin büyük çoğunluğunu üstteki menüden yapacağınızı bilin. Sol üst köşedeki elma simgesi değişmeyip, ona basarak sistem ayarları, kullanıcı değiştirme ve bilgisayarı kapatma seçeneklerine ulaşabilirsiniz. Onun yanındaki sekmeler ise kullandığınız programa veya uygulamaya göre değişir ve bütün uygulamaların ayarlarına o menüden uygulamanın adına basarak yapabilirsiniz.

Üst menü haricinde OS X’teki en büyük yardımcımız, en altta bulunan ve Dock adı verilen uygulama menüsü. Bu menünün en solunda her daim Finder ve Launchpad bulunurken, kalanını dilediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz. Hangi uygulamada olursanız olun imleci aşağı götürdüğünüzde karşınıza çıkan Dock, Windows’taki Görev Çubuğu’nun daha şık görünen bir hâli olarak da düşünülebilir.

Şimdi bakalım daha neler varmış:

[Mehmetkarahanlı]

Finder’a alışın
Windows bilgisayarda dosyalar ve belgeler arasında gezinmemizi sağlayan yapının adı Windows Explorer’dı, aynı şekilde OS X’te de bu işlemleri Finder üzerinden yapıyoruz. Bu dosya yönetim sisteminin alıştığımız Explorer’dan pek bir farkı yok. Tüm klasörler sol menüde dizili bir şekilde karşımıza çıkıyor ve gezintimizi burada yapıyoruz. Bunun dışında kesinlikle elinizin alışması gerektiğini düşündüğümüz bir diğer özellik ise Spotlight arama. Üst menünün sağ tarafında bulabileceğiniz bu aramaya Command+Space tuşu ile ulaşabiliyor, bilgisayarın her yerinde ve hatta kimi zaman internette aradığınız her şeye hızla ulaşabiliyorsunuz. Ek olarak hesaplama ve dönüştürme işlemleri dışında Bing aramasını da Spotlight üzerinden yapmak mümkün. Hemen yan yana olan bu iki tuşu normal kullanımınızın bir parçası haline getirdiğinizde kazanacağınız zamanı hayal bile edemezsiniz.