Bilim ve teknolojide yeni tasarımlar

[Mehmetkarahanlı]

LG 4K TV'lerde Nano Hücreler Teknolojisine Geçti
LG 4K TV’lerde yeni bir teknolojiye geçilirken artık televizynlar çok daha HDR'ye ve hıza sahip.

TV konusunda üst düzey görüntü kalitesi sözü veren LG, yeni televizyonlarında çıtayı oldukça yükseltiyor. 4K, HDR ve diğer tüm beklentileriniz artık LG tarafından karşılanabilecek.

2017 yılı için Super UHD TV alanında LG önemli bir atılım gerçekleştirdi. Üç model (SJ8000, SJ8500 ve SJ9500), daha iyi ve kesintisiz renkler vaat eden Nano Hücre LCD'ler olarak tanıtılırken, yapılan ilk tanıtımlarda dahi televizyonlar oldukça dikkat çekti. Yeni teknoloji aşırı ışık dalga boylarını emerek, istenmeyen renkleri kaldırıyor(yeşil ila mavi veya sarı gibi), solmayı önlüyor ve resmin canlandırmasındaki tüm detayları kaldırarak canlı ve daha kaliteli grafikler sunabiliyor.

Özel Teknolojiler Var!

LG, özel Technicolor Expert Mode ve Advanced HDR desteği ile hassasiyeti artırmak amacıyla Technicolor ile ortak bir çalışma yürütüyor. Üstelik TV’ler Dolby Vision, HDR10 ve Hybrid Log Gamma desteği ile birleştirildiğinde şu anda bir televizyondan alınabilecek maksimum performans ve görüntü kalitesi elde edilebiliyor.

Yeni TV'lerdeki webOS yazılımı bir devrim olarak görülmese de hız anlamında ciddi iyileştirmeler yapılmış durumda ve geçen senenin modellerine göre çok daha performanslı. Uzaktan kumanda üzerindeki bir Magic Link düğmesi, en sevdiğiniz içeriklere ulaşmanızı sağlıyor. Özelikle Amazon ve Netflix gibi servisleri kullanan kişiler artık tek bir tuşla LG TV’den özel servislere geçebilecek.

[Mehmetkarahanlı]

Gün geçmiyor ki farklı bir teknolojik ürün aramıza katılmasın. İtalya'nın önemli mobil aksesuar firması olan SBS tarafından kablosuz kulaklığa sahip teknolojik bere geliştirildi. Ürün kullanım açısından çok ilginç durduğu gibi, biz de yakından göz atmak istedik.

Beyaz, siyah ve gri olmak üzere üç farklı renkte piyasaya sunulan SBS yün bere, içerisinde bulunan entegre mikrofon kulaklığı sayesinde soğuk havalarda farklı ve pratik kullanım imkanı sunuyor. Dahili olarak 3.5 mm jack girişi ile pek çok akıllı telefona uyumlu. Aynı zamanda gelen telefon çağrılarını da ister yanıtlayıp, isterseniz sonlandırmak için butonlar da bulunuyor.

Açıkçası ilk kez böyle bir bere ile karşı karşıya kaldığımız belirtmek isterim. Bereden çok teknolojik bir şapka gibi dursa da, entegre Bluetooth kulaklıkları ve mikrofonu ile ayaz havalarda ideal bir ürün olmuş. 63 gram ağırlığa sahip olan SBS kablosuz kulaklıklı berenin 10 metreye kadar menzili bulunuyor.

Son olarak bu ilginç berenin 100 saate kadar bekleme ve 5 saate kadar pil ömrü bulunduğunun altını çizelim. Berenin şuanda piyasa satış fiyatı 129 TL olarak belirlenmiş. Fiyatı konusunda bir yorum yapamayacağım ancak hiç alışkın olmadığımız farklı bir ürün diyebilirim

[Mehmetkarahanlı]

PlayStation VR Türkiye fiyatı açıklandı

Sony'nin VR sektöründe boy gösteren PlayStation VR cihazının fiyatı belli oldu. İşte PlayStation VR Türkiye fiyatı.



Sony’nin PlayStation 4 ve PlayStation 4 Pro için özel geliştirdiği PlayStation VR, resmi olarak Türkiye'de satışa sunuluyor. Gücünü PlayStation 4'ten alan PlayStation VR, oyunlarda daha fazla his, bulunulan ortamı unutma ve üst seviye bir eğlence deneyimi vadediyor.
Sony, VR gözlüğünde de oldukça şık ve kaliteli bir tasarımla sevenlerinin karşısına çıkıyor. Oval ve modern hatların tercih edildiği VR gözlük, 1920x1080 çözünürlüğü ile dikkat çekiyor.
120 Hz yenileme hızı ile 100 derecelik bir görüş açısıyla oyun deneyimine boyut atlatan PlayStation VR, gerçek 3D ses teknoloji sayesinde ise oyunlardaki gerçekçilik hissini üst düzeye taşıyor.
2016'nın sonlarına doğru Amerika ve Avrupa'da raflarda yerini alan PlayStation VR, şimdi de Türkiye'de resmi olarak satışa sunuluyor.
PlayStation VR Türkiye fiyatı ise 1.699 TL olarak belirlendi. PlayStation VR 24 Ocak tarihinde resmi olarak ülkemizde satışa sunulacak.

[Mehmetkarahanlı]

DJI, Hassleblad firmasını satın alıyor
Dünyanın en ünlü drone üreticilerinden DJI, kamera ve optik çözümleriyle ünlü Hasselblad markasına ait hisse senetlerinin büyük bir kısmını satın alıyor.



DJI, Hasselblad'i satın alıyor!
Ürettiği dronelar ile dünya çapında popüler olan DJI, İşveç merkezli fotoğraf makinesi ve optik üreticisi Hasselblad markasının büyük bir kısmını satın alıyor. Bu satın alma ise direkt olarak yeni ürün gamında Hasselblad imzasının yer alacağı şeklinde yorumlandı.

CES 2017

Son yıllarda drone ve drone ile fotoğraf ve video çekim konuları büyük aşama kaydetti. Drone modelleri uzun pil süreleri ve uçuş yetenekleriyle öne çıkarken, kamera yetenekleri ise çok önemli detaylar arasında yer almakta. Bu nokta ise DJI, bu satın alma ile ürünlerinin kamera performansını rakiplerinin bir adım ötesine taşıyacaktır.

[Mehmetkarahanlı]

Amazon Alexa İle Bir Çocuk Neler Yapabilir?
Amazon Alexa olarak piyasaya sunulan ürünün, bazı istenmeyen olaylara da yol açabileceği görüldü. İşte detaylar.
Amazon Alexa olarak piyasaya sunulan sistem için en önemli özelliklerden bir tanesi alışveriş yapılmasına imkan sağlanması. Öyle ki verilecek komutlar ile birlikte Amazon Alexa’ya istekler iletilerek, sipariş verilmesi sağlanabiliyor. Bu durum bazı güvenlik sorunlarına da şimdiden yol açtı. Öyle ki yaşanan son örnekler, Amazon Alexa’nın farklı kötü örneklere yol açabileceğini de gösteriyor.

160 Dolarlık Sipariş Verdi!

Geçtiğimiz günlerde yapılan paylaşımlarda Amazon Echo aracılığıyla bir çocuğun 160 dolarlık sipariş verdiği belirtildi. Üstelik sipariş sırasında çok basit komutların kullanılması ve kız çocuğunun bir bebek istediğini belirtmesi yeterli. Bu olayın ortaya çıkmasının ardından ise durumu diğer Amazon Alexa kullanıcıları da teyit etti.

İlk Değil!

Daha önce de Amazon Alexa üzerinden konuşma yapan bir çocuk için Amazon Alexa yetişkin içerikler sunmaya çalışmıştı. Bu bakımdan sesli asistan her ne kadar yetenekli olsa da kontrol edilmemesi halinde ciddi sonuçlar yaratabileceğini de gösteriyor.

Önlemler Alınacak!

Konuyla ilgili elde edilen son bilgilerde ise Amazon Alexa için yeni geliştirmelerin yapılacağı ve kontrol noktasında farklı güvenlik seçeneklerinin sunulacağı belirtildi. Alexa'da yeni kodlu bir sisteme geçilerek, siparişlerin onaylanması adına özel kodların girilmesi istenecek. Böylece çocuklar tarafından hatalı bir şekilde sipariş verilmesi de önlenecek.

Amazon Alexa için yaşanan son örnekte 6 yaşındaki çocuk Amazon hesabı üzerinden 250 Dolarlık bir ürün almıştı.

[Mehmetkarahanlı]

Alkol Oranı Bilek Bandıyla Takip Edilecek
Kişilerin alkol oranı artık bilek bandıyla kolay bir şekilde öğrenilebilecek. İşte konuyla ilgili detaylar.

Milo Sensor tarafından geliştirilen yeni bileklik, kişilerin alkol oranlarını takip etmesini sağlıyor. Geliştirilen yeni ürün vücuttaki tere dayalı olarak çeşitli kimyasalları algılayan ve analiz edebilen bir sisteme sahip. Giyilebilir sensörler tarafından gerçekleştirilen bu analizler sonrasında ise kişilerin alkol oranı kolay bir şekilde belirlenebiliyor.

Alkol Oranı Takip Edilecek!

Yeni giyilebilir bileklikte hedef, kullanıcının alkol seviyesinin sürekli olarak izlenmesi. Bu sayede bileklik kullanıcıları içki kullanımlarında daha dengeli bir şekilde gidebiliyor ya da kişilerin belirli bir seviyeyi gördükten sonra içkiye ara vermesi sağlanabiliyor.

Şirket, CES'e kadar gizli bir şekilde çalışmalarını sürdürürken, CES’te yapılan tanıtımın ardından bileklik resmiyet kazandı ve tüm dünyada kısa süre içerisinde fark yarattı.

Kişilerin alkol oranını bileklik üzerinden takip edebilecek olması, çoğu kişi için cazip bir nokta. Öyle ki içilen içkiler sonucunda alkol oranının ne kadar olacağını tahmin edebilmek çok kolay değil. Bu bakımdan giyilebilir bir teknoloji ile aşırı alkol tüketimi nedeniyle yaşanacak sorunlar önlenebilir. Bu bakımdan ürünün piyasada ilgi görmesi bekleniyor.

Bileklik Fiyatı Ne Kadar?

Milo Sensor tarafından üretimi gerçekleştirilecek özel ürünlerin etiket fiyatları net olarak belirtilmese de yapılan tahminler cihazların 100 ile 150 Dolar arasındaki bir fiyat ile satılacağı yönünde.

[Mehmetkarahanlı]

Temel sağlık derslerinde öğrendiğimiz bazı şeyleri unutmanın zamanı gelmiş gibi gözüküyor.
Pek çok sağlık dersinde apandis, yirmilik diş ve kuyruk kemiklerinin, fonksiyonellikten uzak olduğu vurgulanır. Söz konusu yapılar; binlerce yıl önce yaşayan ilkel atalarımızdan bize kalan körelmiş organlar ve kemiklerdir. Eh, ne de olsa yirmilik yaş dişleri ağrı ve ateşten başka bir şeye yol açmıyor ve apandis patlamaya hazır bir bomba.

Midwestern University araştırmacıları ise bambaşka görüşte. Araştırmacılar, çeşitli memelilerin apandisin görünümünü, kayboluşunu ve yeniden ortaya çıkmasını gözlemledi. Uzun süreçte, apandisit 29 ile 41 kez büyümüş ve sadece 12 kez ortadan kaybolmuş.



Araştırmacılar şu ifadeleri kullanıyor: "Hayatta kalma arzusu, memelilerin en ilkel içgüdüsü. Vücut, kendini buna göre şartlandırıyor. Apandis önemi küçümseniyor; hatta zararlarından bahsediliyor. Bizce apandis, körelmiş bir vücut yapısı değil. Bu hipotezi içtenlikle reddediyoruz. Eğer durum böyleyse, apandis neden karşımıza tekrar tekrar çıksın?"

Bu araştırmaya bazı tıp adamları da destek veriyor. Apandisi olmayan kişilerde, olan kişilere oranla Clostridium difficile colitis adındaki bakterisel enfeksiyon dört kat fazla yaşanmış. Söz konu enfeksiyon ağrı, ateş ve ciddi mide problemlerine neden oluyor. Pek çok tıp adamı, apandisin yararlı bakterileri vücuda sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini düşünüyor. Apandis, çekumdaki bağışıklık dokusuna sahip, bu da bizi enfeksiyonlara karşı daha güçlü kılıyor. Üstelik apandisi alınan bazı kişilerde CD4 ve CD8 (bağışıklığı sağlayan hücreler) sayılarında azalım görülmüş.

Araştırmalar sürüp bilimsel bulgular ortaya çıktıkça, doğru bildiğimiz bazı şeylerin dogma olduğunu fark ediyoruz.

[Mehmetkarahanlı]

Hindistan Devlet Bankası’nın internet sitesinde yer alan bazı güvenlik soruları oldukça ilginç, bir o kadar da komik.
İnternet sitelerindeki güvenlik soruları, genelde güvenlik araştırmacılarının istediği kadar zor değildir. Hindistan Devlet Bankası ise, bu sorunu ele almak için oldukça ilginç bir yol izlemiş.

Gazeteci Rohin Dharmakumar, Hindistan Devlet Bankası’na kayıt yaptırırken oldukça ilginç sorularla karşılaşmış. “En sevdiğiniz spor nedir?” gibi sıradan sorulara ek olarak kullanıcılara yönlendirdiği garip sorular şu şekilde:

Nadiren ziyaret ettiğiniz internet sitesi nedir?
Babanızın sevdiği tehlikeli spor nedir?
Sevdiğiniz ya da sevmediğiniz bitki nedir?
Komşunuzun evcil hayvanının ismi nedir?
Rohin Dharmakumar’ın yaşadığı bu ilginç olayı Twitter’da paylaşması üzerine, olay internet ortamında hızla yayıldı.

Resmi Twitter'da görüntüle
Resmi Twitter'da görüntüle
Takip et
Rohin Dharmakumar @r0h1n
SBI has some pretty wacky secret questions.
11:40 - 10 Ocak 2017
133 133Retweet 221 221 beğeni
Günümüzde birçok servis, güvenlik sorularını kullanmıyor. Bunun yerine iki aşamalı kimlik doğrulamayı kullanıyorlar. Ve bunun çok mantıklı bir sebebi var. Zira Google, 2015 yılında hackerlar için güvenlik sorularının doğru cevaplarını bulmanın ne kadar kolay olduğunu açıklayan bir makale yayınlamıştı.

[Mehmetkarahanlı]

Nutella’da kullanılan palm yağının kansere yol açtığı yönündeki iddialara karşılık olarak ürünün üreticisi olan İtalyan Ferrero firması, bugün İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyerek iddialara cevap verdi.
Nutella’nın üreticisi olan İtalyan firma Ferrero, İstanbul’da yaptığı toplantı ile palm yağının kansere yol açtığı şeklinde yapılan açıklamalara cevap verdi. Şirketin Türkiye Genel Müdürü Azmi Gümüşlüoğlu, toplantıya yaptığı şu konuşmayla başladı: "Hodri meydan. Yanlış anlaşılmasın, bununla ilgili söylemeye çalıştığımız şey; bizim kendimize olan güvenimiz, kendimize olan inancımızla alakalı. Biz ürünlerimizin güvenli olduğu hususunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Ürünlerimizin her koşulda, güvenli olduğunun altını çizip, bunun arkasında olduğumuzu tekrar etmek istiyorum."


Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, Nutella’nın Kanserojen Madde İçerdiğini Duyurdu!
Ürünlerini tüketen kullanıcılarından bu tür karalama kampanyalarına kulak asmamalarını söyleyen Gümüşlüoğlu, 50 yıldır palm yağı kullandıklarını, nötr tadı olan bu yağı da kullanmaya devam edeceklerini belirtti. Haberlere konu olduğu gibi palm yağını 200 dereceye kadar değil, 80 dereceye kadar ısıttıktan sonra kullandıklarını söyledi.

Nutella'nın Satıştan Kaldırılmasına Neden Olacağı Söylenen Palm Yağı Nedir? Neden Zararlı?
Başta Manisa’daki fabrikaları olmak üzere tüm üretim sürecini basın ve kamuoyu ile paylaşmaya hazır olduklarını söyleyen Gümüşlüoğlu, “Bahsi geçen Palm yağı, çok sevdiğimiz meyvelerden bir tanesi. Bütün çıkan haberlerden sonra hepimiz, konuyla ilgili şuana kadar bildiklerimizin içinde kaçırdığımız bir şey oldu mu diye kendi kendimizi sorguladık. Palm yağı son derece önemli bir antioksidandır. Palm yağıyla ilgili dünyada herhangi bir yasaklama yoktur" şeklinde konuştu.

[Mehmetkarahanlı]

Ses Dalgaları Kadar Hızlı Gidebilecek Tren İçin Çalışmalar Başladı
Güney Kore'de ses hızında seyahat edebilecek kadar yüksek hıza sahip bir tren için çalışmaların başladığı açıklandı.
Hızlı trenler konusunda üstün teknolojilere sahip olan ve özellikle birçok ülkenin hızlı tren alt yapısını inşa eden Güney Kore, bu kez hızlı tren konusunda çığır açacak yeni projesini duyurdu.

Tasarlanan bir proje olarak hayata geçirilmeyi bekleyen yeni hızlı tren projesine göre tasarlanacak özel hızlı trenler saatte 1234km hızla ya da diğer bir değişle ses kadar hızlı gidecek. Bu hızlı tren özel bir tüp içinde ilerleyecek ve mıknatıslar yardımıyla hızını ayarlayabilecek. Şu anda yapımı için ilk adımların atıldığı hızlı tren projesi için Güney Kore Demiryolları ve Hanyang Üniversitesi uzmanları ilk çalışmalara başlamış durumda.

Daha önce Tesla ve SpaceX gibi geleceğe yön veren şirketlerin CEO'su Elon Musk da benzer bir proje üzerine çalıştıklarını açıklamıştı.Görünüşe göre Musk'ın hayalindeki bu projenin bir benzeri Güney Kore'de hayat bulmak üzere.

[Mehmetkarahanlı]

Rolls Royce, Türkiye'de görev alacak!
Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından bu yıl kullanılması beklenen Rolls Royce, arama kurtarma botu Avrupa Birliği destekli olmasıyla öne çıkıyor.

Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından bu yıl kullanılması beklenen Rolls Royce, arama kurtarma botu Avrupa Birliği destekli olmasıyla öne çıkıyor.

Uluslararası Göç Örgütü ve Avrupa Birliği tarafından desteklenen Rolls Royce, sahil güvenlik botları Türkiye'de yer almayaca başlayacak. Proje sonunda üretilecek olan botların Türkiye kıyılarında özellikle kriz bölgelerinde yani göçmenlerin kaçış için kullandıkları bölgelerde yer alacak. Bununla birlikte mültecileri ve göçmenleri kurtarmakta görev alacak Rolls Royce'dan 6 adet temin edilecek.



Her biri ise 8 silindirli MTU 2000 serisinin kullanılacağı projeye sahip olacak olup alabora olması durumunda geminin boylamasına ekseni etrafında 360 derece tam dikey dönüşü tamamlayarak bu olağanüstü hallerde bile çalışmaya devam edecek olması en etkili özelliği. Alüminyum gövdeli olup dalgakıran teknolojine sahip olarak üretilecek olan botlar sahip olduğu MTU 8V 2000 M84L motorlarından güç alacak olup arama kurtarma çalışmaları esnasında 33 knot maksimum hıza erişebilecek..

Antalya'da üretilecek!
Antalya'da üretilmesi beklenen botların ilki için teslim tarihi verildi. Buna göre Mayıs ayında ilki teslim edilecek olup geriye kalan 5 bot ise 2017 yılının sonunda Sahil Güvenlik Komutanlığı'na teslimi yapılacak.

Rolls Royce ile ilgili MTU Denizcilik ve Kamu İlişkileri Birim Başkanı ”Motorlarımız beklenmedik alabora durumları da dahil olmak üzere arama kurtarma gibi zor operasyonlar için özel olarak tasarlandı. Motorlardaki özel bir kit sayesinde sadece bir tabaka gres yağı, motorun tüm parçalarını yağlamaya yetiyor.” sözlerini kullandı..

[Mehmetkarahanlı]

Virüslerin Aralarında ‘Mesajlaştıkları’ Tespit Edildi!
İsrail’de yapılan bir araştırmaya göre eğer virüslerin aralarındaki bu mesajlaşmanın şifresi çözülebilirse, birçok viral hastalığın önüne geçilebilecek.
İsrail’deki araştırmacılar, virüslerin birbirleriyle iletişim kurabildiklerini ortaya çıkardılar. Weizmann Enstitüsü Moleküler Genetik Bölümü'nden bilim insanları, virüslerin enfeksiyon sırasında çevreye, hem kendi soyundan gelen hem de onların çocukları için kısa bilgilendirmeler içeren moleküller saldıklarını, diğer virüslerin de bunu alıp okuyabileceklerini keşfetti.

Prof. Rotem Sorek’in başında bulunduğu ekip önce kültür bakterileri geliştirdi, sonra da onları virüslerle enfekte etti. Daha sonra bakterileri ve virüsleri kültürden çıkaran ekip, ortama salınan en küçük molekülleri inceledi. Araştırma sonucunda ise Prof. Sorek, "Bulduğumuz molekül, her jenerasyon virüsün, sonraki akrabalarıyla iletişim kurmasını sağlıyor" şeklinde konuştu.

Nature Dergisi’nde yer alan araştırmanın sonuçlarına göre eğer virüslerin arasındaki bu mesajlaşmanın şifresi çözülürse, viral hastalıkların önüne geçilebilmesi konusunda insanlık bir adım önde olacak.

[Mehmetkarahanlı]

Çek ve İngiliz bilim adamlarından oluşan bir grup, dünyanın en güçlü lazer mimarisini geliştirdiklerini iddia etti.
Uluslararası bilim insanlarından oluşan bir ekip, Salı günü akşam saatlerinde inanılmaz derecede güçlü olduğunu iddia ettikleri lazer teknolojisi "Bivoj"yu başarıyla test ettiklerini açıkladı..

Çek ve İngilizlerden oluşan araştırma ekibi, "süper lazer" ünitesinin 1.000 watt'ın üzerinde bir güç çıkışı sunabildiğini iddia ediyor. Bu da, sektörde bulunan lazer ünitelerinden en az 10 kat daha fazla bir gücü bir temsil ediyor.

İngiliz John Collier, AFP basın organına verdiği demeçte "Bu ciddi bir dünya rekoru. Sadece kendi başarımızı düşünmüyoruz, söz konusu mimarinin dünya üzerindeki kullanımının çeşitliliğinden de gurur duyuyoruz" ifadelerini kullandı.



Bununla birlikte bazı araştırmacılar, yeni yapının "dünyanın en güçlü lazeri" olarak olmadığını savunuyor. Örneğin, Osaka'nın Hızlı Ateşleme Deneylerinde kullandığı süper lazerin 2 petawatt güç üretibildiği iddia ediliyor. Bizce bu iddia da biraz abartılı.

Çek bilim insanı Tomas Mocek, AFP'ye verdiği demeçte "Lazerimiz çok yüksek güçte ancak, bu tür bir güce günde sadece birkaç kez ulaşabiliyor. Şarj olması ve yeniden yapılandırılması şart. Ortalama bir güçten değil; zirve noktadan bahsediyoruz. Ancak çıkış gücünde zirveyi yakaladığımızı rahatça söyleyebiliriz." açıklamasında bulundu.

[Mehmetkarahanlı]

İnsanlar Sanal Gerçeklik Gözlükleri Sayesinde Ölüm Korkusunu Yenebiliyor
Barselona Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı adeta bir ölüm simülasyonu oluşturarak insanların ölüm korkusunu yenmesini sağladı.
Ölüm için bugüne kadar yapılmış onlarca her inanışa her farklı bilgiye göre bir tanım var ancak ölümle ilgili tüm görüşler için kabul edebileceğimiz nesnel şey, ölümün ruhun bedenden ayrılması olduğu.

Aslında birçoğumuzun da ölümden korkmasının nedeni ruhun bedenden ayrılmasıyla birlikte nasıl bir şey yaşayacağımız ve kendimizi nasıl göreceğimize yönelik. Bununa ilgili araştırma yapan Barselona Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı, insanların ölüm korkusunu yenmesi için ilginç bir yol denedi.

Bu araştırmada bir grup insana Oculus Rift sanal gerçeklik gözlüğü takıldı ve özel geliştirilen bir yazılımla insanların kendi bedenlerini uzaktan görmesi sağlandı. Bu simülasyonla ruhlarının bedenlerinden çıktığını hisseden insanlar bir anlamda ölümün nasıl bir şey olduğunu deneyimledi ve bu test sonucunda ölüm korkularının azaldığını söyledi.

[Mehmetkarahanlı]

HDR format savaşları devam ederken, CES fuarından gelen haberler tüketicilerin endişelerini giderebilir.

Geçen ay düzenlenen CES fuarında TV üreticileri hep bir ağızdan televizyonlarının HDR desteğine dikkat çektiler. LG, Sony, Samsung gibi teknoloji devleri yeni ürünlerini tanıtırken, bir yandan da çeşitli HDR formatlarından ve bu formatlara sundukları desteklerden bahsetti. Görünüşe göre birkaç ay önceye kadar HDR10 ve Dolby Vision arasında süren HDR format savaşlarına, HLG ve Advanced HDR adında iki yeni format daha katıldı.

Format savaşı, bazı kullanıcılar için endişe verici bir terim. Zira VHS/Betamax veya daha yeni Blu-ray/HD-DVD savaşına denk gelenler, yanlış formatı tercih etmenin ciddi bir içerik sıkıntısı yaratacağını biliyordur. Bu durum sadece tüketicileri de etkilemiyor. Microsoft, Xbox 360’ta Blu-ray yerine HD-DVD formatını tercih etmişti. O savaşı Blu-ray kazanınca, rakip konsol PS3 ciddi bir multimedya içerik avantajına sahip olmuştu.

Neyse ki söz konusu HDR olunca format savaşları için endişe etmeye gerek olmayacak gibi görünüyor. Şu anda kullanımda olan dört format da, birbirine oldukça yakın performans sunuyor. LG gibi öncü firmalar, dört formata da destek verileceğini duyurdu. Her ne kadar HDR teknolojisi farklı formatlara sahip olsa da, bu standartların görece düşük gereksinimleri, farklı üreticilerin bu formatları ürünlerine kolayca entegre etmesine olanak sağlıyor.

Şu anda popüler olan dört formatı da incelersek, formatlar arasındaki farklılıkların korkutucu seviyede olmadığını görürüz.

HDR10

En yaygın HDR formatı olan HDR10, içinde Samsung ve Sony’nin de olduğu bir grup üretici tarafından, Dolby formatına alternatif olması için geliştirildi. HDR10 an itibariyle 4K Blu-ray diskler için varsayılan format ve hem Sony, hem de Microsoft tarafından yeni nesil konsollarda kullanılıyor.

HDR10’un dezavatajı, Dolby Vision’a kıyasla daha düşük bir görüntü kalitesi sunması. HDR10 1,000 nit parlaklık sunarken, Dolby Vision formatı teoride 10,000 nit parlaklığa ulaşabiliyor. Ayrıca Dolby Vision’ın 12-bit renk seçeneğine karşılık, HDR10 sadece 10-bit renk sunabiliyor.

Dolby Vision

Dolby tarafından geliştirilen Dolby Vision, piyasadaki en iddialı HDR formatlarından. Daha açık olan HDR10 formatının aksine, Dolby Vision’ın kullanılabilmesi için televizyon ve medya oynatıcılarının Dolby Vision destekli çiplere sahip olması gerekiyor.

Ek olarak Dolby Vision gelecek teknolojiler düşünülerek tasarlanmış bir format. Dolby Vision ile iyileştirilen içeriklerin parlaklık seviyesi ve renk aralığı, en güçlü modern medya oynatıcıların dahi kapasitesinin üzerinde. Dolby Vision, dört HDR formatı arasında entegre etmesi en zor ve muhtemelen en pahalı format olmasına rağmen, görüntüyü cihazdan cihaza adapte edebilmesi sayesinde en etkileyici görsel kaliteyi sunuyor.

HLG

HLG, veya uzun adıyla Hybrid-Log Gamma, piyasadaki yeni HDR formatlarından. Ancak çalışma prensibi olarak HDR10 ve Dolby Vision’dan çok daha farklı. BBC ve NHK ortaklığıyla geliştirilen HLG formatı, canlı yayınlarda kullanılmak üzere tasarlandı.

HDR efektini düzgün gösterebilmek için içeriği önceden metaveri ile kodlayan HDR10 ve Dolby Vision’ın aksine HLG, uyumlu medya araçlarının HDR efekti için kullanabileceği verileri içinde saklıyor. Bu sayede standart televizyon yayınları, içerik düzenlemesine ihtiyaç duymadan HDR formatında görüntülenebiliyor.

HLG formatının yaygınlaşması uzun sürecek gibi görünse de, üreticiler istedikleri zaman bir yazılım güncellemesi ile bu formatı kullanılabilir kılabilecek.

Advanced HDR

Hakkında en az şey bilinen format olan Advanced HDR, yine HLG gibi televizyon yayınlarında ve standart görüntüyü HDR görüntüye yükseltme alanında kullanılmak üzere tasarlandı. Formatın her türlü HDR donanımında çalışabiliyor olması ise üreticilerin bu formata destek sunmasını kolaylaştıracak.

Formatların özelliklerinden gördüğümüz kadarıyla geçmişteki format savaşlarının aksine HDR format savaşı, bir üstünlük kurma amacı ile gerçekleşmiyor. Bütün formatlar tüketicilere farklı bir şeyle sunuyor ve bu formatların çoğu, her türlü HDR cihazda kullanılabilecek şekilde tasarlanmış.

Dolby Vision içerikler büyük ihtimalle HDR10 TV’nizde çalışabilecek, Advanced HDR içerikler için yeni bir medya oynatıcı almanıza gerek kalmayacak. Geçmişin Blu-ray ve HD-DVD formatlarının aksine, HDR formatları farklı içerikleri birbirinden sakınmıyor.


Ayrıca CES 2017’de tanılan yeni ürünler, farklı formatları aynı televizyonlarda göreceğimizin habercisi oldu. Bugüne kadar sadece HDR10 formatına destek sunan Sony, yeni televizyonlarında Dolby Vision formatını destekleyeceğini duyurdu. Öte yandan LG, 2017 ürünlerinde mevcut tüm HDR formatlarına destek sunulacağını belirtti.

Büyük TV üreticilerinden sadece Samsung tek bir formata sadık kalmış gibi görünüyor. Firmanın 2017 televizyonları sadece HDR10 formatını destekliyor. Elbette bu durum Samsung TV kullanıcılarının herhangi bir HDR içerikten mahrum kalacağı anlamına gelmiyor.

Sonuç olarak HDR televizyon çağının resmen başladığı 2017 yılında piyasaya sürülecek HDR televizyonların büyük çoğunluğu, herhangi bir içerik eksikliğine yer bırakmayacak şekilde gerekli HDR formatları destekleyecek gibi görünüyor