• If this is your first visit, be sure to check out the FAQ by clicking the link above. You may have to register before you can post: click the register link above to proceed. To start viewing messages, select the forum that you want to visit from the selection below.

Duyuru

Gizle
No announcement yet.

Mezardaki şifreler

Gizle
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Sil
new posts

  • Mezardaki şifreler







    Yazar Dan Brown’un ’Da Vinci Şifresi’nden sonra bu kez, Titanic filmiyle Oscar alan yönetmeni James Cameron’un ’İsa’nın Kayıp Mezarı’ isimli belgeseli Hıristiyan alemini sarsacak. 4 Mart’ta Discovery Channel’da yayınlanacak olan belgeseldeki iddialar, şimdiden büyük tartışma yarattı.

    HAZRETİ İsa’nın Mecdeleli Meryem’den bir çocuk sahibi olduğunu iddia eden Dan Brown’un Da Vinci Şifresi’nin ardından bu kez İsa Peygamber ve oğlunun da dahil olduğu ailesinin mezarının bulunduğuna dair belgesel büyük tartışma yarattı. 1980 yılında Kudüs’ün eski bölümünde bulunan taş lahitlerin Hz. İsa, Mecdeleli Meryem ve oğulları Yehuda’ya ait olabileceğini öne süren belgesel, Hıristiyanlığın göğe yükseliş inancını sorgularken din adamlarının tepkisini çekti.

    Tartışma yaratan belgeselin adı, "İsa’nın Kayıp Mezarı." Titanic filmiyle en iyi yönetmen dalında Oscar alan James Cameron ile İsrail doğumlu Kanadalı Simcha Jacobovici’nin imzasını taşıyan belgesel, 4 Mart tarihinde Discovery Channel kanalında yayınlanacak. Film daha yayınlanmadan hem arkeoloji, hem de Hıristiyan ilahiyatçılar arasında tartışmaları beraberinde getirdi.

    Aslında belgeselin ortaya attığı iddia yeni değil. 1980 yılında 10 adet kireç taşından yapılmış kemik lahiti bulunmuştu. Bunların beşinin üzerinde Aramice İsa, Meryem, Matta, Yusuf ve Mecdeleli Meryem ifadeleri yer alıyordu. Altıncı da ise "İsa’nın oğlu Yehuda" yazıyordu.

    Yeni Ahit’te geçen Hıristiyan dininin önde gelen isimleriyle "İsa’nın oğlu Yehuda"yı bir araya getiren mezar sonraki dönemde de kimi şüphelere yol açmış, arkeolog, tarihçi ve din adamlarının dikkatini çekmiş, fakat fazla tartışmaya yol açmamıştı. Amerikalı Dan Brown’un kaleme aldığı "Da Vinci Şifresi" isimli kitapta Hz. İsa’nın Mecdeleli Meryem ile evlendiği ve bu beraberlikten soyunun devam ettiği öne sürülmüştü. Sonrasında Mısır’daki bir çöl mağarasında bulunan 1700 yıllık el yazması "Yehuda İncili"nin içeriği kamuoyuna açıklanmıştı. Hz. İsa’nın yerini ihbar eden havari olarak bilinen Yehuda’nın aslında hain olmadığı öne sürülmüştü. Bu incile göre Yehuda "sadık havari" idi ve Hz. İsa kendisine, ruhunu hapseden bedenden kurtarma görevini vermişti. İşte bu iddiaların ardından Hz. İsa’nın hayatı ve Hıristiyanlığın temel inançları daha rahat tartışılır bir hale geldi.

    GÖĞE YÜKSELMEDİ Mİ

    Şimdi ise yeni belgeselde, kireçtaşı lahitlerden, kazının yapıldığı yer ve DNA bulgularından yola çıkarak bu mezarların Hz. İsa ve ailesine ait olabileceği öne sürülüyor. Paleobiyolog Charles Peligrino ve yapımcı Jacobovici bu iddiaları daha önce de "İsa Ailesi’nin Mezarı" isimli kitapta gündeme getirmişti. Lakin, yeni iddialar Hıristiyan inancının en önemli öğelerinden biri olan "göğe yükselişi" sorgular hale getiriyor. Çünkü Hıristiyanlar, Hz. İsa’nın şimdiki Kudüs’ün eski kent bölümündeki Kutsal Mezar Kilisesi’nin bulunduğu yerde üç gün kaldıktan sonra fiziksel olarak göğe yükseldiğine inanıyor.

    Kuzey Carolina Üniversitesi’nin dini araştırmalar profesörü James Tabor, İncil’in klasik yorumlarından, Hz. İsa’nın dirilip bedensel olarak göğe yükseldiğinin anlaşıldığını, ancak bunun ruhani bir yükseliş de olabileceğini söylüyor. Southern Baptist Teoloji Fakültesi Dekanı Albert Mohler ise Hz. İsa’nın göğe yükselişinin hep bedensel bir vaka olarak algılandığını belirtiyor.

    KALINTILARA DNA TESTİ

    Belgeselciler ise de iddialarını, hem istatiki, hem de genetik verileriyle güvenilir bir zemine oturtmak istemişler. Bu nedenle "Yusuf’un oğlu İsa" ve Mecdeleli Meryem’e ait olduğu sanılan "Mariamene e Mara" yazan kemik lahitlerinden alınan kalıntılara DNA ve kimyasal testler uygulanmış. Kanada’daki Lakehead Üniversitesi laboratuvarlarında yapılan testlerde anneden geçen mitakondriyal DNA bulgularından yola çıkarak bu iki kişinin kan bağı olan akraba olmadıkları anlaşılıyor. Bu veriden yola çıkarak da tabuttakilerin İsa ve karısı Meryem’e ait olabileceği öne sürülüyor.
    DNA’lı iddialar Bu lahit Mecdeleli Meryem’inmiş
    Hz. İsa’nın göğe yükselişi fiziki değil, ruhani olabilir.
    1980’de Kudüs’te bulunan lahitler İsa, eşi olduğu öne sürülen Mecdeleli Meryem ve oğulları Yehuda’ya ait.
    İsa ve Mecdeleli Meryem lahitlerine yapılan DNA testlerinden aralarında kan bağı olmadığı anlaşılıyor. Karı-koca olabilirler.
    MATTA - YUSUF
    Kireçtaşından yapılmış 2000 yıllık bu lahitin Hz. İsa’nın gizli eşi olduğu öne sürülen Mecdeleli Meryem’e ait olabileceği öne sürülüyor. Din adamları ise bu iddiaya şüpheyle yaklaşıyor. Lahitlerden birinde Aramice yazılmış "Yoseh" ifadesi yer alıyor. Bunun Hz. Yusuf’un kemiklerini ihtiva eden lahit olabileceği iddia ediliyor. Bir diğer lahitte ise "Matia" ifadesi bulunuyor. Bunun da Matta’nın taştan tabutu olabileceğini öne sürülüyor.
    Meryem Ana lahiti buymuş
    Lahitlerin birinde eski Yunanca ’Myriam’ yani ’Meryem’ (Meryem Ana) yazısı yer alırken, alttakinde ise "Yusuf’un oğlu İsa" ibaresi dikkat çekiyor.
    Kim, ne diyor?
    Belgeselciler: Kudüs’te bulunan kemik lahitleri Hz. İsa ve ailesine ait olabilir.
    Karşı görüş: Hıristiyan inancına göre Hz.İsa göğe yükselmiştir, mezarı yoktur.
    Belgeselciler: Hz. İsa ile eşi Mecdeleli Meryem ve oğulları Yehuda’nın da mezarı bulunuyor.
    Karşı görüş: İsa evlenmemiştir, ayrıca o dönemde Meryem, İsa, Yusuf ve Yehuda isimleri çok yaygındı.
    Belgeselciler: Gerçeğin ortaya çıkarılması için çalışıyoruz.
    Karşı görüş: Sansasyonla para kazanmak arzusundalar

    h i

  • #2

    Bunlar gerçek yüzyılın keşfini yaptık

    Titanic’in Oscar’lı yönetmeni James Cameron eleştirilere önceki gün düzenlediği basın toplantısında yanıt verdi. Cameron, "Arkeolog ya da İncil uzmanı değilim. Ancak bir belgesel yapımcısı, gerçeği kovalamaktan çekinmemeli. Kudüs’teki bulgular, yüzyılın en önemli arkeolojik keşfidir. Hıristiyanlığa zarar vermek istediğimizi iddia edebilirler. Ama durum bu değildir. Bu araştırmadan bu kişilerin gerçekte yaşadığını anlıyoruz" dedi. 4 Mart’ta Amerikan Discovery Chanel’da yayınlanacak olan belgeselin yarattığı fırtınadan tartışmaların uzun bir süre devam edeceği anlaşılıyor.

    h i

    Yorum yap

    • #3

      6’sı bir arada tesadüf olamaz

      Hem tarihçiler, hem de arkeologlar, "İsa", "Meryem", "Yehuda" gibi isimlerin o dönemde Kudüs’te yaygın olan isimler olduğunu, bu nedenle hepsinin bir arada bulunmasının sürpriz olmaması gerektiğini savunuyor. Buna karşılık belgeselin yönetmenliğini ve metin yazarlığını üstlenen Jacobovici, kutsal kitapta adı geçen 6 kişinin bir arada bulunmasının bir tesadüf olmadığını, bunun da Hz. İsa’nın ailesine işaret ettiğini öne sürüyor. Belgeselcilerin tuttuğu Toronto Üniversitesi matematik profesörü Andrey Feuerverger de bu isimlerin aynı mezarda bir araya gelme olasılığının 600’de bir olduğunu savunuyor.

      h i

      Yorum yap

      • #4

        4 Mart’ta yayında

        Hz. İsa ve ailesine ait olabileceği öne sürülen kireçtaşından yapılma küçük lahitler, 1980 yılında Kudüs’ün güneyindeki bir mağaranın içindeki mezarlıkta bulundu. Küçük lahitlerde bir zamanlar İncil’de adı geçen kutsal kişilerin kemiklerinin bulunduğu öne sürülüyor. Belgeselin yapımcılarından Simcha Jabovici, adli tıp bulgularının da iddialarını desteklediğini savunuyor.

        h i

        Yorum yap

        Hazırlanıyor...
        X