Akıllı telefonların ve akıllı saatlerin yaygınlaşmasıyla birlikte uygulama mağazalarının vazgeçilmezlerinden birisi haline gelen sağlık uygulamaları, sağlık takibi yapan ve kullanıcısına belirli tavsiyelerde bulunan cihazların da geliştirilmesini sağladı. Yürüdüğünüz mesafeyi, yağ/kas oranınızı, içtiğiniz su miktarını ve hatta yediğiniz yemekleri bile takip edebilen bu cihazlar ve uygulamalar, Birleşik Devletler Kongresi'nin raporuna göre kullanıcı bilgilerini izinsiz şekilde paylaşıyorlar.

Kongre, sağlık uygulamalarının kullanılmaya başlandığı 2009 senesinde, bu uygulamaları kullanan kişilerin hasta statüsüne dahil olduğunu ve bilgilerinin güvende olması gerektiği kararına vardı. Hastaların bilgilerinin güvende olması için yeni bir düzenleme yapılması yönünde karar alan yetkililer, tüm araştırmalarını 2010 senesinde tamamlayacak olan kişiler görevlendirdiler. Bundan tam 6 sene önce tamamlanması gereken araştırma, açıklanmayan bir nedenden ötürü bugüne kadar sürdü ve araştırmanın sonucunda hiçbir düzenleme yapılmadı.



Araştırmanın tamamlanmasıyla birlikte sağlık uygulamalarını ve cihazlarını inceleyen birkaç kuruluş, bu uygulamaların ve cihazların 3. parti sitelerle veri alışverişinde bulunduğunu keşfetti. Kullanıcının rızası olmadan gerçekleştirilen veri alışverişi, uygulamalara girilen tüm verilerin ve hatta daha fazlasının yabancı kişilerin eline geçmesine neden oluyor. Ülkeden ülkeye farklılık gösteren, ancak temelinde aynı olan hasta gizlilik yasasına göre bu bulgular, tüm sağlık uygulamalarını ve cihazlarını yasa dışı kılıyor. Fakat hasta bilgilerini korumak adına sağlık uygulamalarını ve cihazlarını kısıtlamayan hükümetler, her şeyden habersiz olan kullanıcıların bilgilerini tehlikeye atıyor.